Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

292 syf.
·
Puan vermedi
Büyük yazar Dostoyevski'nin “Bu büyük bir ironidir.” dediği, yazılmış olduğu dönem ön planda tutularak içerisinde büyük gizler barındıran ve derinlemesine incelenmesi icap eden İspanyol yazar Cervantes'in kaleme aldığı Don Kişot, ana tema olarak sınıf ve değer mefhumlarına ışık tutarak, aristokratların saygın ve asil addedildikleri yargısına bir hiciv ve istihza ile yaklaşan büyük bir paradokstan oluşur. Rönesans dönemi yazarı olan Cervantes, bulunmuş olduğu dönemde radikal bir fikir ile yola çıktığı Don Kişot yazımında, delilik tarihi yazan ve bu hususta söylevlerde bulununan ünlü Fransız filozof Michel Foucault'un kıskaçından kaçamamış ve kaleme aldığı Don Kişot, tüm yönleri ile değerlendirilmeye alınmıştır. Michel Foucault, derinlikli inceleme yazısında 16. yüzyılda Kuzey Avrupa'da bir deliler bayramı kutlandığını dile getirerek, kutlanan bu deliler bayramında sıradan insanların kılık değiştirerek sair insanların kisvesine büründüklerini tarihe ve kaynakçalara dayandırarak gözler önüne serer. Bundan çıkarılacak hakikat şudur ki: Cervantes tarafından yaratılan Don Kişot karakterinin, okumuş olduğu eserlerin tesiri ile kılık değiştirerek şovalye kimliğine bürünüyor olması, bahsi geçen deliler bayramı geleneğinin romanlaştırılmış bir versiyonunu teşkil etmektedir. Öte yandan Michel Foucault, Don Kişot karakterinin yaveri Sancho Panza'yı eserin ilerleyen safhalarında vali olarak tayin etmesi ve anayasa hususundaki fikirlerinin dışa vurumunu tamamıyla Cervantes'e dayandırarak, romanın yalnızca bir mizahi üslup ile var olmadığını, bir alt metne haiz olup, anlatılmak istenen bir giz barındırdığını dışa vurmaktadır. Cervantes'in yaşamış olduğu ve eserini kaleme aldığı Rönesans dönemine ışık tutma halinde göreceğimiz hakikat ise, Rönesans tarihine hakim olan Skolastik düşünce, yani doğru ile yanlışın kilise tarafından ayrıştırıldığı, şovalyelik ve şovalyelik yapıtlarının icra edilip okunduğu bir zaman dilimi olmasıdır. Öyle ki, karakterimiz Don Kişot'ta şovalye romanları okuyan bir şahsiyet olarak karşımıza çıkar. Onu okumuş, onu görmüş, gerçeklik ve doğruluk olarak onu tanımıştır... Dolayısıyla karşısına bir düşman çıkacağı gerçekliğiyle biçimlendirdiği yaşamını yel değirmenleriyle savaşarak, daha doğrusu yel değirmenleri ile savaşma gereği duyarak sürdürmüştür. Tüm bunlar ele alındığında görülür ki, Cervantes'in esas gayesi, ironik bir üslup kullanarak orta çağ skolastik felsefesi ve şovalye romanları denilen bir edebiyat geleneğine hiciv ve istihza ile ayna tutmaktan ileri gelir. Ortaçağ düşünce sistemini sorgulayan teması ile eserine hakim kıldığı ironik üslupla ortaçağ düşünce sistemine bağlı olan insanların dahi bu romanı gerçek manada sevmelerine muvaffak olmuş, düşünsel yapıyı ikinci plana atıp üslubu, anlatımı ve mizahı dolayısıyla eser büyük bir beğeniye mazhar olmuştur. (Eserin barındırdığı eleştirel tutumun, dönem insanları tarafından algılanmamış olması da muhtemel...) Kökleşmiş inançlara aykırı ana düşüncesi ile Don Kişot, çökmeye yüz tutan İspanyol feodal toplumunun eleştirel çözümlemesini içermesiyle büyük bir paradokstan teşekkül eden, dünya edebiyatında öyküden romana geçişin ilk örneğini teşkil eder. Okurlarının dikkat ve incelikle okuması gereken Don Kişot, mükemmel bir kurgu örneği olarak içinde barındırdığı gizlerin siz okurlar tarafından çözümlenmesini bekliyor...
Don Kişot
Don KişotMiguel de Cervantes · Yapı Kredi Yayınları · 202122,8bin okunma
·
50 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.