Ressam Basil ve arkadaşı olan Lord Henry'nin aralarındaki metafor ve karakter tanıtımının yapıldığı bir konuşmayla kitabın girişi çekiciliği yakalıyor. Basil'in güzelliğe yaklaşımı melankoli düzeydeyken Lord Henry tam tersi konforlu ve hiçlik yaklaşımıyla hayatı temsil eden bir karakter. Lord Henry , Basil'in o sıralar portresini çizdiği gençle tanışmak ister fakat Basil Henry'nin o genci olumsuz etkilemesinden korktuğunu bahsederken ana karakterimiz Dorian Gray bulundukları yere gelir ve karakter bağları temeli oluşur.
Basil , portreyi bitirip teslim ederken Dorian resme bakıp " kendisinin yaşlanıp buruşacağını ama portrenin hep aynı güzellikte kalacağına içerleyip keşke benim yerime portre yaşlansa " diyor ve kitap aslında burada ivme kazanıyor. Kimilerin dua kimilerin dilek diyebileceği bu istek gerçekleşiyor ve portre yaşlanmaya başlıyor ama Dorian hep genç kalıyor ( zamana karşı bir yaşlanma değil ).
Karakterlerin aralarındaki bağ biraz aşk mı ilgimi karıştırılabilir( Yazarın eşcinsel eğilimi karakterlere yansıtılmış olabilir). Kitabın genelinde dış görünüş ve sanat eleştirisi mevcut. Sonsuz mutluluk isteğinin sonsuz mutsuzluğunu keyifle okuduğum bir kitap oldu.
Keyifli okumalar.