Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

HER ÇAĞIN İDOLLERİ VARDI
Müzik dünyasındaki idollerini görünce çığlık atan, ağlayan, baygınlık geçiren gençler Elvis veya Beatles ile ortaya çıkmadı. Aglında bu olgu Rock'n' Roll ile değil, klasik müzikle birlikte ortaya çıkmıştır. 18. yüzyılın kastratoları o tarihte bile ne zaman sahneye çıksalar seyirciyi galeyana getiriyorlardı. 19. yüzyılın medeni konser salonlarında ise piyanosunun tuşlarına doğru eğilirken saçım afili bir biçimde savuran Macar bir piyanist, Lisztomani veya "Liszt çılgınlığı" adı verilen kitlesel bir hezeyana yol açmıştı. Kadın hayranları rock yıldızlarına iç çamaşırlarını atıyorsa, Franz Liszt'e mücevherler atılıyordu. Viktorya Çağı'nın erotik ikonu oydu. O tarihlerde piyano çalarken salınmasının ve hesaplı pozlarının seyirciler arasında mistik bir coşkuya yol açtığı söyleniyordu. Önce harika çocuk, sonra genç deha olarak ün yapan Liszt, Avrupa kıtasını kapsayan ve milyonlarca franka mal olan turların yıldızıydı. Hayranları onu bir yerde gördüklerinde başına üşüşüyor, çığlıklar atıyor, hülyalı hülyalı iç geçiriyor, bayılacak gibi oluyorlardı. Peşi sıra birbiri ardına konserler verdiği Avrupa başkentlerine gidiyorlardı. Mendillerini ve eldivenlerini çalmaya çalışıyor, üzerinde portresinin olduğu broşlar ve madalyonlar takıyorlardı. Kadınlar saçından bir bukle kesmeye çalışıyor, piyanosunun bir teli koptuğunda onu birbirlerinin elinden kapıp bilezik yapmak için saç saça baş başa kavga ediyorlardı. Bazı kadın hayranlar sokakta ve uğradığı kafelerde onu gizlice takip ediyor, içtiği kahvenin telvesini hatıra olarak almak için yanlarında cam kavanozlar taşıyorlardı. Bir keresinde bir kadın, sigarasının piyan pedalının yanına düşmüş olan İzmaritini alıp madalyonunun içine koymuş ve madalyonu ölene kadar boynundan çıkarmamıştı. Celebrity sözcüğü ilk kez onun için kullanıldı. Öte yandan çok daha eski tarihlerde de bu tür hayranların izini bulmak mümkün. İlk uluslararası yıldızlar hiç kuşku yok ki Roma imparatorluk döneminde yaşamış bir grup yazardı (Titus Livius, Vergilius, Horatius, Propertius ve Ovidius). Aslında tarihte bilinen ilk sanatçı hayranı, Gadesli (bugünkü Cadiz) bir Hispanikmiş ve idolü olan tarihçi Titus Livius ile tanışmayı saplantı edinmiş. 1. yüzyılın başlarında, en sevdiği sanatçıyı kendi gözleriyle yakından görebilmek için "dünyanın en uzak köşesinden" -yani Cadiz'den— Roma'ya tehlikeli bir yolculuk yapmayı göze almış. Karadan yol aldığını varsayarsak, bu fanatik Cadizli, idolünü görmek için çıktığı hac seferinde tozlu hanlarda berbat yemeklere ve bitlerin işkencesine katlanarak, yaşlı atların sırtında veya eski at arabalarının içinde sarsıntılı yolculuklar yaparak, tenha ormanlarda eşkıyalarla karşılaşma korkusuyla titreyerek kırk günden fazla yol tepmiş. İmparatorluğun yolları boyunca, suç işledikleri yerde kazığa geçirilen haydutların çürümekte olan cesetleriyle karşılaşmış. Geceleri, eşliğindeki köleler yaban ellerde onu bırakıp kaçmasın veya başkaldırıp aleyhine dönmesin diye dua etmişti. Kimbilir kaç kese sikkeyi yollarda harcamış. Kirli suları içmekten günlerce ishalden kurtulamayıp zayıflamış. Roma'ya varır varmaz meşhur Livius'u sormuş. Onu uzaktan görmeyi başarmış, belki onu taklit etmek için saçını nasıl taradlğına, togasını nasıl giydiğine dikkat etmiş ve evine geri dönmüş, yine kırk gün süren bir yolculuğu göze alarak. Genç Plinius, şöhret takipçisi sapıkların tarihte bilinen ilk örneğini tarif ettiğinin farkında olmadan, bu anekdotu mektuplarından birinde anlatır. Romalıların küreselleşmesi Urbe'den çok uzaktaki topraklarda yeni okurların ortaya çıkmasına neden oldu.
Sayfa 380 - BilgiyayıneviKitabı okudu
·
33 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.