"Bedenini betimlemek istiyorum.
Sonsuzdur bedenin.
Bedenin ince bir gül tacıdır bir bardak temiz suda.
Bedenin bir yabanıl ormandır
kırk kara oduncuyla.
Bedenin derin buğu basmış ovalardır güneş doğmadan önce.
Çan kuleli, akanyıldızlı iki gecedir bedenin;
trenleri raydan çıkmış.
Loş bir meyhanedir
Bedenin sarhoş gemiciler
ve tütün tüccarları dolu:
Caka satarlar,
bardak kırarlar, tükürürler, küfürler savururlar.
Bedenin koca bir donanma denizaltılar, kruvazörler, hücumbotlar; demirler alınır gürültüyle, güvertede sular akar; denize atlar bir muço ortadirekten.
Bedenin/çok sesli sessizlik,
5 bıçak, 3 süngü ve bir kılıçla delikdeşik.
Bedenin saydam bir göl,
batık beyaz kent görünüyor dibinde. Bedenin kocaman, kanlı kollu, kıpır kıpır bir ahtapot ayın cam küresinde,
öğleden sonra son imparatorun cenazesinin ağır ağır geçtiği
ışıklandırılmış caddenin üzerinde.
Bir sürü ezilmiş çiçek benzinle ıslanmış asfaltın üzerinde.
Bedenin eski bir genelev
Proastion sokağında yaşlı orospularla dolu, ucuz yağlı kalemlerle boyanmışlar, uzun takma kirpikler takmışlar, deneyimsiz bir kız da var, zevk alıyor yattığı her müşteriden
paralan komodinin üzerinde bırakır, unutur saymayı.
Bedenin gülpembe küçük bir kız;
bir dilim taze ekmek ve tuza bamp kırmızı domates yer elma ağacnın altına oturup; elma
çiçeklerinden birini göğsüne sokar arada sırada.
Bedenin kulağında bir ağustosböceği bağbozumcunun,
menekşe rengi bir gölge atıp
esmer boynuna şakır tek başına üzümlerin hep birlikte
söyleyemediklerini.
Bedenin manzaralı bir harmanyeri tepenin en doruğunda
on bir bembeyaz at harmanlar başaklarını Kutsal Kitap'ın; altındır
başaklar küçük aynalar saplarlar senin saçlarına ve üç nehir parıldar
pırlanta taçlı iri kara ineklerin eğilip
su içtikleri ve ağladıkları yerde. Sonsuzdur bedenin.
Betimlenmez senin bedenin.
Ve ben betimlemek istiyorum onu,
bedenime sımsıkı bastırmak,
onu kendime sığdırmak
ve ona sığmak."