Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

152 syf.
7/10 puan verdi
Eski divanları ve divan örtülerini çok severim ben. Kuytu köşeleri. Perdeleri kapalı odaları. Gömme dolapları. Ahşap vintage büfeleri, kilidi olan o küçük kutuları. Kütüphaneleri. Obje olarak kitapları. Dengemi bulmaya ihtiyaç duyduğumda bir bakmışım etrafımı sarmışlar, okumasam bile. Biz her zaman kavrayamasak da hayatımızdaki her şey bir nedensellik içinde gerçekleşiyor. Böyle bir noktadan bakınca kendimizi ve başkalarını anlamak, anlamasak bile şefkat duymak çok daha kolay olmuyor mu Can? Kızı 18 yaşını doldurunca dünyayı dolaşmak için evden ayrılınca, anlatıcımız da sevgili kocasını bırakıp Kuzey Denizi kıyısında yaşayan abisinin beldesine gidiyor hikâyemizde. Yeni bir hayat kuruyor burada, ya da yeni hayatını kurmaya çalışırken, hayatı kendiliğinden kuruluyor. Zaten hep öyle olmaz mı? Planladıklarımızla olanlar birbirine denk düşmez pek. Oluverenler hayatımız olur. Yalnızlık ona eşlik edenler olunca tek başınalığa dönüşür de yalnız hissetmeyiz. Bazen tam tersi de olur, kalabalığızdır ama yalnız kalırız. Kendin kalabilmek ve yine de bir araya gelebilmek pek incelikli şekilde kıymetini hissettiriyor kitapta. Aynı zamanda Yuva’da aile, ebeveyn, çocukluk fonda hikâyeye eşlik ediyor, şiddet, istismar, ihmal olaylarla değil, karakterlerle bize anlatılıyor ve bunu hiç bağırmadan yapıyor ve bizi o bağlantıları görmeye davet ediyor. Kapakta “atmosfer yaratmada tam bir usta” yazıyor yazar için. Gerçekten öyle, bir kitabı bitirmiş kadar bir filmi de izlemiş gibi hissediyorum bitirdiğimde. Kendi bağlantılarımı görmek için de küçük memletimin denizine doğru düşünüyorum ama farkediyorum ki gözlerim hemen mezarlığa ve sonra o canım küçük eve kayıyor…
Yuva
YuvaJudith Hermann · Sia Yayınları · 2023366 okunma
·
34 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.