İnsan haklarımızı demokrasi diye diye çiğniyorlardı. Din ve vicdan hürriyetimizi demokrasi diye diye ihlal ediyorlardı. İnanç ve ibadet hürriyetini demokrasi diye diye hiçe sayıyorlardı. Düşünce hürriyetini gene demokrasi adına ortadan kaldırıyorlardı. Peki halkımızın yüzünü güldürmeyen bir demokrasi ne biçim bir demokrasiydi; ve bu demokrasi halkımız için değilse kim için isteniyordu? Bir yazar ve halkını düşünmek zorunda olan bir müslüman olarak bütün bunları görüp de üstüne gitmemek, benim yapabileceğim birşey değildi.