Bu incelemede siyaset değil edebiyat konuşulacaktır. Lütfen siyasi fikrinizi kapıda bırakıp buyrun okumaya!
Daha önce iki öykü kitabını okumuş ve çok beğenmiştim. İnsanların yaşadıkları acıları derinden hissettirecek şekilde aktarıyor yazar.
Leylan, yazarın ilk romanı. Öykü kitaplarında yüklendiği misyonun aksine bu kitapta kurgusal yönüyle sıradışı bir olayı akıcı bir üslupla işleyerek karşımıza çıkıyor.
Roman iki bölümden oluşuyor.
İlk bölümde Diyarbekirli Kudret'in değişik aşk öyküsünü muzip bir dille yine Kudret'in anlatımıyla dinliyoruz. Sevgilisi Serap, (Kürtçede Leylan) ile kavuşamamak üzerine kurulu bir birliktelikleri söz konusu. Bu girizgahtan sonra tamamen farklı ve romanın asıl bölümü diyeceğimiz "roman içinde roman" başlıyor ki soluksuz okunacak bir akıcılıkta ve gizemli haliyle elinizden bırakmadan sonunda ne olacağını merakla bekleyerek okuyorsunuz.
İki bölümün birbirine nasıl bağlandığını söylemeyeceğim. Siz Hatice'ye değil Netice'ye bakın.(Burdaki espiriyi kitabı okuyunca öğreneceksiniz:) Bağlamış bir şekilde işte.
Okuduğum üç kitabında da beklentimi fazlasıyla karşılayan, konu seçiminde ve bunları işlemede özenli ve yetkin bir kalemle karşılaştım. Siz de ön yargılarınız varsa bir kenara bırakıp okuyun. Pişman olmayacaksınız. Zaten ön yargılarınızı kıramıyorsanız boşuna okuyorsunuz.
Mutlu yarınlar için okumaya devam!