* Benim çocuklukluğum kısıtlı imkanlarla, türlü zorluklarla geçti. Buna rağmen savaşçı bir yapım vardı. Daha iyi şeylere kavuşmak için sürekli mücadele ederdim; ederdim çünkü ümidim vardı. Bir gün her şeyi değiştirebileceğime dair bir ümit ... Verdiğim mücadelelerle bazı şeyleri değiştirebildim, daha iyiye götürebildim. Ama bazı şeyleri değiştirebilmeye ise gücüm yetmedi.
- Ne zaman mücadele etmeyi bıraktınız ?
* Anacığım öldüğünde. Hastaydı ama çalışmak zorundaydı. Çalışarak ona yardımcı olmak istedim . "Sen bunları boşver, oku da büyük adam ol emi oğlum. Yaşlı anacığının yüzünü güldür." Okulu bırakmama izin vermedi, ben de hem okudum hem çalıştım.
- Yine de annenizi kurtaramadınız değil mi ?
* Hayır hayır. O iyileşti, ben de okulu bitirdim hem de iyi dereceyle. Ama yine de bir şeyler eksikti. "Yüzümü güldür oğlum." Anacığımın yüzü bir gün olsun gülmüyordu.
- Oysa size yüzümü güldür demişti değil mi ?
* Nasıl ? Aaa evet, evet öyle demişti.
- Sözcükler çoğu zaman doğruları söylemez.
* Ben de o zaman anladım. Onu mutlu etmek için didindim durdum yıllarca. Güldüğünü hiç görmedim. Ölürken ne dedi biliyor musunuz ? "Bana bir kere bile çiçek almamıştı" dedi. Babam yani... Son sözleriydi bunlar.
- Sözcükler diyorum , sözcükler... Çoğu zaman doğruları söylemez.
* Neyse işte ben de o zaman kaybettim ümidimi. Yararı yok dedim, ne yapsan boş.