Zenime'ydi adı.Geçen yıl (2000), ara sıra kaldığımız yazlık köy evimizdeki komşularımdan biri; tek başına yaşayan bir kadın öldü...
Zenime'ydi adı. Kendisi evden çıkmazdı pek. Bana gelmeyi de hiç kabul etmedi. Sürekli iç savaştan söz ederdi. Konuşurdu:
"İç savaş çıkarmaya uğraşıyorlar, bölmeye uğraşıyorlar Cumhuriyet'i! .."
"Korkmayın öyle bir şey olmaz," derdim, "Sen Arapları bilmezsin, onlarla bir arada yaşadık biz!" derdi.
Her yaz karşılaştığımızda ilk sözü, "Gördün mü bu bir yılda yaşananları, bir adım daha yaklaştık iç savaşa haklı mıymışım?" olurdu.
Zenime'ydi adı. Zaman zaman kederli, derin yeislere kapıl mış bulurdum onu, zaman zaman neşeyle taşmış kırıp geçirir di gülmekten insanı. Güzelliği silinmemişti büsbütün...
Zenlme'ydi adı. Yemek masasının ucunda dururdu kurulmuş daktilosu ağzı açık bekleyen. Düşünüyorum da, seksenlerinde(?) bir kadın tek bir kitap yayımlamış kimsenin haberi yok, bir iç yarası gibi daktilosu da sürekli açık Naumann-İdeal, Q klavye.
Bazı kimseler karşılarındakinin hiçbir konu hakkında düşünemediklerini sanarak hep kendilerini ortaya koyarlar. Ben bu insanları da çok ilginç bulurum ve hiç alınmam hallerine, işte Zenime Hanım da onlardan biriydi.
...
Zenime Hanım, ad falan koymamıştı kitabına. Cüce adını ben koydum. Bu adın plastik gücüne inanırım. Aslında Zenime Hanım olmalıydı adı, ama satmazdı.
Son görüşmemizin hemen ardından, 2000 yılının 12 Ekim'in de uyku haplarıyla intihar ettiğini çok geç haber aldım. Biz çoktan dönmüştük yazlıktan, içimden, bu cadı gelecek yaza daha çok kağıt toplatır bana yerlerden diyordum; sağlığı iyiydi, dimdik bir kadındı, parası pulu vardı, yerindeydi aklı; intihar edişini hiç anlamış değilim ben. Toprağına yıldızlar, ateşböcekleri, güneşler yağsın.
Zenime'ydi adı.*
*Yazarın Notu
Kitaptan daha iyiydi. Zira bir paragraftan oluşan cümleler konu ve durum bütünlülüğü olmaması kitabın okunmasını zorlaştırdı. Kitabı yazarın notuyla hatırlamak en iyisi...