Kırmızı Pazartesi kitabı gerçek bir yaşam öyküsünün trajik bir şekilde ifade edildiği roman. İlk cümlesinde kahramanın öldürüldüğünü ifade ederek başlıyor yazarımız, Alışılmışın aksine sonu en başta yazmış, nerdeyse kitabın yarısı derin cümlelerle dolu diyebilirim, derin cümleden kastım öyle bir cümle kuruyor ki yazar cümlenin içinden beş ayrı cümle çıkarıyorsunuz… Bu yönüyle ilginç bir kitap, kabiliyetli bir yazar.
Kitabın konusuna gelince Anadolu insanının hiç yabancı olmadığı namus meselesi. İki kardeşin namuslarını temizlemek için işledikleri cinayetin sosyolojik yansımalarını, dönemin insan psikolojisini tahlil edebileceğiniz sürükleyici bir hikaye. Kanlı çarşaf meselesi doğuya atfedilen batının reddettiği bir algı, gibi görünüyor ancak yaklaşık 70 yıl önce Kolombiya’nın sakin bir kasabasında yaşanıyor bu olay. Kanlı çarşaf meselesine gelince Nerden geldiği tam tespit edilemese de Ermeni geleneği olduğu yaygın bir kanaat ve de bu gün ki Tevrat’ta geçen bir delil olarak kullanıldığı için Yahudi adeti diyebiliriz.