Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

134 syf.
10/10 puan verdi
·
4 günde okudu
İlber Ortaylı'nın Gözüyle İran
Uzun zamandır okuma listemde bekleyen fakat bir türlü sıra gelmeyen, İlber Ortaylı’nın Gözüyle İran, benim için tam zamanında okunmuş bir kitap oldu. Zira, Maalouf’un Semerkant’ının bende bıraktığı İran esintilerini öyle güzel besledi ki. Bu arada, kitabın yarısının Türkçe, diğer yarısının Farsça yazıldığını da en başından belirtmek istiyorum. İlber Ortaylı, bu kitabında hem İran’ın kültürel ve tarihi geçmişini ziyadesiyle güzel bir dille özetlemiş hem de Seyahatnamesindeki İran ile ilgili bölümleri detaylandırarak aktarmış, hatta İran’a seyahat etmek isteyenler için rota bile çizmiş. İlber Ortaylı’nın konuşma ve konferanslarından derleme olan bu kitap, İran’a seyahat etmek isteyenler için faydalı bir başlangıç kitabı mahiyetinde. Tahran, Rey, Kum, Kaşan, Isfahan, Şiraz, Yezd ve Tebriz gibi şehirlerden, buraların ikliminden, bu şehirlerde gezilmesi ve görülmesi gereken yerlerden bahsedilmiş. İran toplumunun kültürüne, diline, şiir ve şairlerine, edebi birikimine sahip çıkma hususunda sağlam olduğu birçok defa örnekleriyle birlikte dile getirilmiş. Öte yandan, Türk kültüründe, şiirinde, tasavvuf edebiyatında, devlet sisteminde ve teşkilatında İran’ın önemli rolü olduğu dile getirilmiş. Hatta, “Nasıl ki Yunan medeniyeti batıda çok benimsenir ve hiç laf söylenmez, aynı şeyin öyle olması icab eder. Okumuş aydın ve münevver Türkler, İran kültürüne ve Farsçaya çok sahip çıkarlar” denilmek suretiyle bu husus vurgulanmıştır. Türkler ile İran halkının geçmişten günümüze hep yakın ilişkilerinin olduğunu, bu iki toplumun kültürlerinin birbirinden oldukça etkilendiğini, tarihimize ve coğrafyamıza dair çok şeyler öğreneceğimiz bu ülkeyi ziyaret etmemiz gerektiğini dile getirmiş Ortaylı. Isfahan’ın, Nısf-ı Cihan’ın tarihi dokusunun korunduğunu, çarşılarının, İslam dünyasının en güzel meydanı olan Nakş-ı Cihan Meydanının, bu görsel şöleni gölgede bırakacak şekilde yapı yapılmasına ve gökdelen inşasına izin verilmediğini öğrendiğimde, özellikle İstanbul ve Bursa adına oldukça üzüldüm. Keşke biz de şehirlerimizin tarihi dokusunu korumak hususunda İran kadar azimli ve duyarlı olabilseydik. Hayyam’ın ve Hafız’ın ülkede hiç sönmeyen bir ışık gibi görüldüğü, “Dört yaşındaki bir kız çocuğu bile çıkıp Hayyam rubaileri okudu.” şeklinde ifade edilmiş. Bizde, şairlerimizi bu denli bağrına basan bir hassasiyet kaldı mı hala sorgulamak lazım… İran tarih boyunca hep siyasi problemler ve iktidar savaşları yaşayan, İslami rejimiyle eleştiri yağmuruna tutulan bir ülke olarak değerlendirilse de aslında gözden kaçırılan çok önemli bir husus var ki o da şu; İran, MÖ 4000’lere dayanan bir İmparatorluk geçmişiyle, ananesi ve zengin edebiyatıyla yaşıyor. Haliyle de böyle bir ülkeyi ve halkı hiç kimsenin silmesine imkân yok. Özellikle İran meraklılarının, Hayyam’ın, Hafız’ın, Sadi’nin doğduğu bu ülkeyi, şiirlerini, edebiyatını, yapılarını, kültürünü öğrenmek isteyenlerin zevkle okuyabilecekleri bir kitap. Zaten kitap bir çırpıda bitiyor ve insanda “Hadi İran’a gidip bu güzel şah eserleri dünya gözüyle görelim” gibi bir istek uyandırıyor. Bu kez bölümü, bir temenniyle bitirmek istiyorum; “Umarım bu güzel ülkeyi en kısa zamanda bütün güzellikleriyle ziyaret etme fırsatı bulur ve güzel bir dostun yarenliğinde, İran kültürünü doyasıya içime çekebileceğim bir seyahat yaşarım.” SNÖ.932024-055
İlber Ortaylı
İlber Ortaylı
İlber Ortaylı’nın Gözüyle İran
İlber Ortaylı’nın Gözüyle İranİlber Ortaylı · Demavend Yayınları · 2017169 okunma
·
1 artı 1'leme
·
26 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.