Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Merkez Bankası'nın Kuruluşunda İleri Sürülen Modeller
Merkez Bankası'nın kuruluş hazırlıklarının başlaması neredeyse Cumhuriyet ile yaşıt olduğu için, çeşitli modellerin ileri sürüldüğü ve tartışıldığı anlaşılmaktadır. (i) Osmanlı Bankası'nın Millileştirilmesi: İlk model, Osmanlı Bankası'nın millileştirilmesi ile Merkez Bankası'nın kurulması yöntemidir. Bu nedenle Osmanlı Bankası'nın imtiyaz süresinin uzatılmasında tereddütler geçirilmiş ve bunun sürüncemede kalması şikayetler doğurmuştur. Ancak Düyun-u Umumiye'nin ve millilileştirmelerin ağır servis yükünü üstlenmiş bir hükümetin, mali sermayeyi de millileştirmesi muhtemelen ek ihtilaflara ve mali itibar kayıplarına sebep olurdu. Osmanlı Bankası'nın millileştirilmesinin sonuçları, demir yollarınınkinden çok farklı ortaya çıkabilirdi. (ii) Osmanlı Bankası'nın bu görevi üstlenmeye devamına ilişkin model Osmanlı Bankası'nın hükümetle ve özellikle iç yazışmalarından bu konuda ısrarlı oldukları anlaşılmaktadır. Osmanlı Bankası'nın Merkez Bankası'na dönüşmesi konusundaki gerekçeleri şunlardır: (a) Kurulacak bankanın bir devlet bankası olması güven yaratır. Paranın iç ve dış değerinin düşmesine yol açar. sorunu (b) Ayrıca yeterli döviz rezervinden ve dış piyasalarla yeterli bağlantılardan ve güvenden mahrum bir devlet bankasının kurulması, kur riskini daha da artırır. (c) Kurulacak yeni bankanın eleman temini ve yurt sathında teşkilatlanması gereği ek maliyet demektir fakat başarısı meçhuldür. Bu öneriyi eski Maliye Nazırı Cavit Bey ve İstanbul'un iş çevrelerinin de desteklediklerini beyanlarından çıkartabiliriz. (iii) İş Bankası'nın Merkez Bankacılığını da Üstlenmesi Önerisi: Üçüncü model ise; İtibar-i Milli Bankası'nı da devir alan ve ticari bankacılıkta rüştünü ispat eden, ancak W.Hines gibi yabancı uzmanlarca "yarı resmi olarak" nitelenen" İş Bankası'nın; Merkez Bankası işlevleri ile de donatılmasıdır İş Bankası'nın yarı resmi kimliği, İstiklal Mahkemesince kapatılan İtibar-ı Milli Bankası'nın; Hazinece sahip olunan hisselerinden kaynaklanmaktadır. Ancak Celal Bayar'ın yazışmalarından, İş Bankası'nın Merkez Bankası görevini üstlenmek istediği; hatta bu amaçla bir Hollanda Bankası Yönetim Kurulu üyesi Dr. G. Vissering'e bir rapor hazırlattığı anlaşılmaktadır. İş Bankacıların gerekçesi ise; Batı'da da egemen olan merkez bankası modelinin, bu imtiyazın bir milli özel bankaya verilmesidir. Nitekim C. Bayar da, İş Bankası tezini açıklayan bir raporu. Başvekil İnönü'ye takdim etmiştir. İş Bankacıların korkusu, tasarı metninde yer alan resmi mevduatın, bundan böyle Merkez Bankası'na yatırılmasına ilişkin düzenleme idi. Oysa W. Hines Raporu'na göre yarı resmi bir banka olan İş Bankası'nın resmi mevduatla ve özellikle Tayyare (THK) ve Himaye-i Etfal Cemiyeti'nin (Çocuk Esirgeme Derneği) mevduatları ile ayakta durduğuna ilişkin iddialar mevcuttur. (iv) Son model ise Maliye Vekili Abdülhalik Renda'nın fikir babası olduğu ve önceki Maliye Bakanı Saraçoğlu'nun da desteklediği anlaşılan müstakil Merkez Bankası'dır. Başvekil İnönü'nün de taraftar oldukları anlaşılan A.Ş. statüsünde kurulan Merkez Bankası'na, Hazine'nin, Ziraat ve diğer kamu bankaları aracılığı ile ortak olması fikri; itibar görmektedir. Bu fiilen devlet bankası modeline yakın bir modeldir. Çoğunluk hisseleri devletin elinde olduğu takdirde, mülkiyet bağı kurulmuş olacaktır. Bu tezin de gerekçeleri vardır: * Maliye Politikası'nın desteklenmesi için, para politikasında devletin reyinin olması gerekir. * Merkez Bankası'nın ve TL'nin itibarını, aslında devletin itibarı sağlayacaktı. Oysa ticari bir bankanın bunu sağlaması mümkün değildi. * Herşeyden önemlisi devlet, senyoraj gelirini bu varidat yetmezliği yıllarında ihmal edemezdi: Merkez Bankası da yeni bir devlet inhisarı ve geliri demekti. * Devlet, döviz rezervlerini ve altın stoklarını yanı hazinesini özel kişilere teslim ettiğinde -örneğin İş Bankası gibi- doğacak risk ve rant paylaşımı sorunları nasıl çözülebilirdi? * Son olarak Serbest Fırka'ya karşı devletçi olduğunu ilan eden CHP; devletçilik dışındaki bir çözümü, destekleyemezdi. Devletçilik döneminde Merkez Bankası dolaylı da olsa devletin olabilirdi. Müstakil ve milli Merkez Bankası fikrini destekleyenler olarak şu şahıslar sayılabilir: İnönü, Maliye Bakanları A. Renda, Ş. Saraçoğlu ve muhtemelen M. Ş. Özkan'ın (İktisat Vekili) ile bunlara destek veren eski İtalyan Maliye nazın Kont Volpi, K.Müller ve Dr. H. Schahct'ın çalışmaları ile Prof. İ.Fazıl Pelin ve daha sonra davet edilen Prof. Leon Morf ve Prof. C. Rist'in raporlarıdır.
Sayfa 141 - Maliye BakanlığıKitabı okudu
·
17 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.