Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

90 syf.
·
Puan vermedi
Dinleneceğiz!
Olayların bir çiftlikte geliştiği dört perdelik bir oyun. Temel bir kaç sorun ele alınıyor, bunları derleyeceğim kendimce: 1. Statü her zaman hak edilmiş değildir. Ya da şöyle demek de uygun; yüksek statüde/bilgin olarak gördüğümüz, bilgide otorite kabul ettiğimiz kişilere çok yakından bakınca onlara dair inançlarımız sarsılabiliyor. Bu tam olarak epistemolojik inançların devrimiyle ilgili. Epistemik şüphe içine giren birey, bilginin kaynağının otoriteler değil bireyin kendisi olduğunu anlamaya başlar. Vanya’nın da hayranlık duyduğu, makalelerini ezberlediği, otorite kabul ettiği profesör konusunda inançları sarsılıyor. Kitapta baskın şekilde bunu görüyoruz. 2. Evlilikler çoğu zaman denk bir eşleşme ile gerçekleşmeyebiliyor. Zeka, statü, yaş, güzellik gibi konularda denk olmama seviyesi kişiler arasında ne kadar fark yaratıyorsa bu fark çevresel olarak da olumsuzluk oluşturabiliyor. Kitapta profesörün genç ve güzel eşi Yelena’nın ve ona aşık olanların mutsuzluğunu görüyoruz. 3. Fiziksel görünüm ve güzel olmak Modern yaşam fiziksel görünümle ilgili çok acımasız standartlar oluşturur ve böyle bir yaşamda güzel, çekici kişilerle karşılaşma olasılığı ve haliyle kişiler arasında güzellik karşılaştırması yapma olasılığı da artar. Darwin bu açıdan evliliklerde istikrarlı bir çift olma durumunu sürdürebilmek için köylere çekilmeyi tavsiye etmiş. (Bu konu ve fiziksel görünüm
Kendine Saygı
Kendine Saygı
kitabında daha geniş ele alınıyor.) Doktora aşık olan Sonya’yı başlangıçta mutlu biri olarak görüyoruz. Sonya pek de güzel olmayan, çiftlik işleriyle uğraşan bir genç kız. Güzel olmamak, aşkına karşılık bulamamak dönüp dolaşıp Sonya’yı mutsuz biri haline getiriyor. “Bir kadın güzel değilse, ‘Çok güzel gözleriniz var, çok güzel saçlarınız var…’ derler.” s.48 diye sitem ediyor. Aman iltifat edeceğim, teselli edeceğim derken bu cümleleri kullanıyorsanız dikkat :) Yani iç güzellik vs çoğu zaman yalan; fiziksel görünüm mutlu olmanın ön koşulu olmasa da beğenilir olmanın ön koşulu gibi duruyor. Zira güzel olan Yelena’nın güzelliğiyle de mutsuz oluşunu görüyoruz. 4. Çalışmak ve İnanç Kitabın sonlarına doğru herkes mutsuz. Burjuva kesim köyden kaçarak mutsuzluğa çare buluyor. Köydeki Vanya ve yeğeni Sonya ise çalışmaya geri dönerek mutsuzluğa çare arıyor. Sonya, intiharın eşiğindeki dayısı Vanya’yı çalışmaya teşvik ederek, acılarının karşılığında Tanrının merhametini kazanacakları ve bir gün dinlenecekleri, huzur bulacakları bir yaşam içinde olacaklarını söyleyerek teselli ediyor. Çalışarak ve inanç ile umutsuz yaşamlarına katlanıyorlar. “Dinleneceğiz! Melekleri dinleyeceğiz, elmaslar gibi yıldızlarla kaplı gökleri göreceğiz. Dünyanın tüm kötülüklerinin, tüm acılarımızın, dünyayı baştan başa kaplayacak olan merhametin önünde silinip gittiğini göreceğiz ve hayatımız bir okşayış gibi dingin, yumuşak, tatlı olacak. İnanıyorum, inanıyorum buna.” s.85 Not: “Drive My Car” filminin önerilmesi sonrası okumaya başladım bu kitabı :) Film, kitabın sarsıcı etkisini artırıyor. Kitap bence bu film ile desteklenmeli Ve son olarak; Vanya’nın potansiyelini gerçekleştirememesinin sorumluluğunu çevresel şartlara yüklemesi.. Tüm insanlık olarak benzer sitemi ediyoruz; “Eğer normal yaşamış olsam, bir Schopenhauer, bir Dostoyevski çıkabilirdi benden…” s.65. :)
Vanya Dayı
Vanya DayıAnton Çehov · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20168,7bin okunma
·
80 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.