Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

608 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
“Çocukların anne babalarının iç hayatını anlama kabiliyetleri sınırlıdır, onu kendi öznelliklerinin merceğinden algılar ve sadece kendilerini etkilediği ölçüde anlarlar. Çocuklar bu bakımdan son derece kalın kafalıdır”. Hayata eksik ve bağımlı olarak başlamak bizi bir çok şeye mahkum bir varoluş sunar. Bu istesek de istemesek de başımıza gelir. Biz bir toplum içinde yaşadığımız için tüm öğretiler buna göredir. Yapı böyledir çünkü. Çok büyük çoğunluğumuz bir aile ortamına doğar. Bir kısım ise bitki misali yetiştirilmek üzere aynı ‘hane’ ye ekilir. İster bir ister iki ebeveyniniz olmadın ök’süz hane yoktur; sadece ‘yetim’ haneler vardır. Bu bize soy-ad varlığına götürür. Soy ve mal üzerine kurulu bu dünya düzeni içinde, kişi sıkışmıştır. Bu sıkışıklık ise normalize edilir. Tüm kurumlar bu normalizasyon içinde yer alır. Aile, okul, kilise, işyeri ve hukuksal düzen. Modernite denilen kavram tam olarak ortaya koyulamadan postmodernite gündeme gelmiş durumda. Modernite bir sürü yere çekiştirilen şekilsiz bir durum. İş, ekonomi, sanat, psikoloji alanları ilk aklıma gelenler. Postmodernite ise tam oluşmamış bu kavramın üzerine oturdulan bir kavram. Tıpkı kitap gibi tekinsiz bir varoluş süreci sonucu meydana gelmiş şekilsiz ve kesintisiz durumlar. İnsan evladı bir bilinmez karşısında daima yaptığı şeyi yapar elinde olanla onu tanımaya ölçmeye çalışır. Ölçme aletinin hassasiyeti ise bilinmezi bir kalıba mahkum eder. Jung bu noktada insan davranışlarının doğasını ortaya koymak için bir sürü arketip üretmiş ve tüm söylemlerinde bunlardan bahsetmiştir. Kitabın kahramanı Benny ise gerçeküstü bir anlatımla bu çoklu arketiplerini bize aktarır. Konuşanın kim ve ne olduğundan bağımsız; kitap kapital sistemden sıkışan bireyin cılız ve çoklu sesidir. Bir annedir çöplerden bir dünya yaratan ve böyle sorunlarla baş eden. Yarısı olmayan bir deli yazarın sesidir satırlar. Zen budizmine bulaşmış bir babanın yokluğudur kişiyi şekle sokan. Eşyalar ise ayrı bir sorundur. Çok gevezelik yaparlar Beny ise zen budusti tavrına benzer bir davranış benimser nesnelere karşı seslerini kesmeyi önemser. Duymak istemez onların feryatlarını, ve eşyalar iradelerini dayatırlar Beny’e. Çaydanlık kendini yere atar bir şarkı yüzünden, makas saplanır oraya buraya, çoraplar temiz ve katlı olmak ister. Bir ‘maske’dir karşımıza çıkan Beny’in sesi çok cılızdır maskenin ardında. Bir ‘anima ve animus’ ‘gölge’si dolaşır satır aralarında. Beny postmoderm bir sıkışmışlık içinde ‘kendiliğini’ arar. Bir çok gerçeküstülük bizi daima psikoza şizofreniye obsesif kompulsif bir pastoral senfoniye götürür bizi. Arka plan ise çoktan değişmiş kırsal artık şehrin göbeğine taşınmıştır. Sürüler ve çobanları artık kırsalda değil bizzati şehrin sokaklarındadır. Ama anlatılan bir pastoral masaldır bu hiç değişmez hep tekrarlanır sürekli hem de. Bir kalıba sığamayan sığması mümkün olmayan melezin öyküsüdür yaşanan. Değişik coğrafyalardan bir rüya uğruna bir araya gelen bireylerin genleridir satırlara şekil veren. Kelime seçimlerine yansıyan bir biçim ve boşluğun tadı bulaşır. Düz yazı neyse de “Şiir, bir biçim ve boşluk sorunudur. Boş sayfaya bir sözcük koyduğum anda, kendime bir sorun yaratmış olurum. Ortaya çıkan şiir, sorunuma çözüm bulmaya çalışan biçimdir. Tabii nihayetinde, çözüm yoktur. Yeni SORUNLAR vardır sadece, ama bu da iyi bir şeydir. SORUNLAR olmasaydı, şiirler de olmazdı.” Nesneler ve etrafımızdaki her şey her ayrıntı bizi bir tilt topu gibi oradan oraya savurur. Kargalar gözünü oyar kağıt fabrikasında terk edilmiş makinalar canınıza kast eder. Anılarla birlikte eşyalar ve kokular birikir evde artık ev senin olmaktan çıkar işgal altındadır. Birikim ise psikozun sınırına taşır insanları. Bir adım sonrası uçurumdur. “Kimyasal” bir bağ kurarsın hayatla başkalarınca sağlanan. Bağ kuvetli olsun diye değişir tüm kimyasallar her gün her saat. Etrafındakilerin yaşadığı çaresizliktir seni hayata bağlayamazlarsa eşyalarla seni bağlarlar. Nesneler ise hala sana fısıldar hiç bırakmazlar seni yargılamayı. Sense onların öykülerinin arasına kendininkini sıkıştırırsın. Postmodern toplum eşyanın üzerine inşa edilmiştir. Sahip olduklarının parasal değeri ve biricikliği seni diğerlerinden ayıran tek şey olmuştur. Yazar bir ötekidir ve kendi içsel yolculuğunu yansıtır satırlara ve göçmen genleri kapitalist pragmatik Amerika’da sınanır. Sınav kazanılmış mıdır? Kitap sizi bekliyor…
Biçimin ve Boşluğun Kitabı
Biçimin ve Boşluğun KitabıRuth Ozeki · İthaki Yayınları · 202374 okunma
·
696 görüntüleme
Özgür Uçurtma okurunun profil resmi
Bir arkadaşımın hediyesiydi kitap, ısrarla oku dedi. Sanırım şimdi ikna oldum. Güzel inceleme için teşekkürler. 🙌🏻
Pelin okurunun profil resmi
Beğenmenize çok sevindim 😊
Yahya okurunun profil resmi
Beğenildi demek 😄
Pelin okurunun profil resmi
Bayıldım ve sonunda gözlerim doldu. Sinirlerimi bozdu bu kitap 😅
3 sonraki yanıtı göster
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.