Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Tura
Asıl iyi ki var olan onlar, kabul et bunu diyor içim. Onlar da olmasa sen ne olursun ki, hiç olursun, hiç kimsesiz bir hiç, onlar iyi ki varlar da sen varsın böylece. . kendim için var mıyım yok muyum? . Zaten niye umutlanmıştım ki? İnsan hayatının bir yerinde hayatına bir bakar ve anlar, anlamıyorsa aptaldır, ben aptal değilim ama yine de umutlandım bir aralar, hatırlayamadığım bir zaman aralığında hayatıma baktım ve umutlandım. . El üstünde tutulmak istiyorsan her yerde yetişmeyeceksin dedim içimden, narin olacaksın, nazlı olacaksın, toprağını, suyunu, havanı beğenmeyeceksin, çabuk küseceksin, çabuk solacaksın ki solma diye üstüne titresinler. . Nasıl bir dünya bu? Herkes beni hayal kırıklığına uğratmak zorunda mı? . Uzun süredir Eda hariç kimseye değer vermiyorum, yalnız değer değil kısa bir sohbetten başka bir şey verdiğim yok. Kendimi görünmez bir örtüyle sarmış gibi yaşıyorum, kimse bana değemiyor, dokunamıyor, kimsenin acısı içime işlemiyor, kimseyi acısı içime işleyecek kadar dikkatli dinlemiyorum, adlarını aklımda tutmaya bile zahmet etmiyorum. . O seni anlayamaz ve seni anlayamayacak olanlara hikayeni anlatman, içinden söküp atamadığın taştan kalbin ağırlığın artırmaktan başka işe yaramaz. . Herkes kendi hayatını kendi aynasından görüyor, kendi hikayesinin üstünden geçiyor ve hayatının bu olduğuna inanıyor. Ama ben kendi hayatımın bu olduğuna hiçbir zaman inanmadım, uydurduğumun hep farkındaydım. Sandalyenin ucuna ilişir gibi eğreti bir hayat yaşıyorum. İşte bu yüzden ne kadar çok benden başkası, o kadar tahammül edilir bir hayat. . ama aramızda anlam arayan yoktu. Şehrin etkisi hatta ülkenin etkisi, büyük düşün diyenlerin ülkesi burası, limitleri aş, limit sensin, sen limitsizsin, yapabilirsin. Sen aslında bir hiçsin ve hiç olduğunu bilmeye katlanamazsın, kendini inkar etmek zorundasın. . Sahi ona ne oldu? Olan bu, varlığımı tek hücreye indirdim, o hücre de kendi kendine buharlaşsın, kuruyup yeryüzünden geçip gitsin diye bekliyorum. Ama ne demiştik? Madde kaybolmaz, ruh hiç kaybolmaz. . Umut’un bunun için yaşadığını bilmek içimi acıyla dolduruyor ama aynı zamanda bana varlığımın bir değeri olduğunu hissettiriyor ve Umut için bir değerim olduğunu bilmek ertesi güne uyanmamı sağlıyor. . KENDİNİ İYİ BİR HAYATA LAYIK OLMADIĞINA İNANDIRMIŞSIN BİR KERE. NEYİN BEDELİNİ ÖDETİYORSUN KENDİNE ANLAMIYORUM Kİ. . Ne kadar kolay aşıyor? Nasıl aşabiliyor? Ben niye aşamıyorum? Çünkü hayat ona değiyor, benim içimden geçiyor, beni çalkalıyor, iç duvarlarıma çarpıyor, hayat bana beni unutturmuyor. . Konuşmak tiner gibidir çünkü, çözücü maddedir, çözer, dağıtır, konuşmak tehlikelidir, bu yüzden hiçbir şey yaşanmamış gibi, her şey nasılsa öyleymiş gibi pek konuşmadan, kurcalamadan gelişine yaşamak gerekir, hayat ne verdiyse artık ya da kader. . Bizim evde çok az konuşuluyordu ve kasvetli hayatımızı yürütmeye birkaç yüz kelime yetiyordu. Birkaç yüzden fazla kelimemiz yok değildi, vardı bizim de kelimelerimiz ama daha fazla kelime kullanmamızı gerektirecek bir hayatımız yoktu. . Ne olduğunu bilmediğim bir şey ziyan olup gitti. Hayatın kurulabilen değil yaşanan bir şey, yaşamanın da geçip giden bir şey olduğunu anladım. Hayata razı oldum. Hayata razı olunca dünya tek renk oldu. . Acılar mı tutkulardan doğuyor, tutkular mı acılardan? Yaralar mı arzular mı? Siyah mı beyaz mı? Yazı mı tura mı? Ne fark eder? . böylece ben de biterim, bir yerde bitmem gerek çünkü, bu hayatı sürüklemekten çok yoruldum. . Mutluluk hakkında bir fikrim yok. Hatta mutluluk diye bir şey var mı ondan da emin değilim. Bence mutluluk bir varsayım. İnsan sadece mutsuzluğu biliyor, bunun bir karşıtının olması gerektiğini düşünüyor, o yüzden inanıyor mutluluğun varlığına. . Ölüm mü? Her evin bir ölümü var. . Herkesin elinde kağıt bardaklarda kahve var, herkes hareket halinde, herkes telefonla konuşuyor. İnsanların bu çok canlı, bu çok enerjik hallerini garipsiyorum, yapacak bu kadar çok şeyleri olmasını aklım almıyor. Adil olmayan hayat buraya uğramıyor mu, bu yaşama arzusunu nereden buluyor bu insanlar? . Her şey çok çabuk kayboluyor. Otoyoldaki arabalar gibi hızla geçiyor insanlar hayattan, pek de bir şey anlamadan.
·
119 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.