Ay Işığında Buluşalım
Herkese Merhaba
Bugün sizlere 
Buğra Hararoğlu kaleminden 
Ay Işığında Buluşalım kitabının yorumu ile geldim
Üçüncü ayın ikinci kitabı üstelik aşk türünde, seven bir erkek ve kadın temasıyla sizlerleyim.
Kurguyla gerçek hayat birbirine karışmaya başlarsa nasıl olurdu?
ꨄ︎Eray Paris'te yalnız yaşayan bir yazar. İki yıldır üzerinde çalıştığı romanını bitirmek için yağmurlu bir günde, bir kafede oturup kahvesini yudumlarken ona eşlik eden ilham perisiyle romanının sonunu yazmayı planlamıştı.
ꨄ︎Karşısına çıkan bir kafeye girme kararı almıştı. Kafenin adı Clair de Lune yani Ay Işığı'ydı. İçeri girip oturup bir kahve söyledi. Laptomunu çıkarıp yazmaya başlayacaktı ki gözü köşede ki masaya takıldı. Şaşkınlıklar içerisinde kalmıştı. Gerçek mi yoksa hayal mi diye düşünmeye başlamıştı. Kızıl saçları, beyaz teni, pembemsi parmak uçları, alt dudağının hemen yanındaki beni, yüzündeki belirgin olmayan çilleri ve yemyeşil gözleri. Niavel kitabında yaratmış olduğu karakter tam karşısında hayalinde ki gibi tüm yüz hatlarıyla ona bakıyordu. Dış görünüş olarak birebir ona benziyordu.
ꨄ︎Romanında yarattığı kadınla tanışma vakti gelmişti bu gerçekti ve adı Laura'ydı. Sohbetleri onu evine eşlik edene kadar devam etmişti. Yan yana yürüyorlardı, yüzü, gülüşü hatta sesi bile hayalinde ki gibidiydi. Yarın için aynı kafede buluşmak için sözleşmişlerdi. Ne ses vardı seda. Aramadığı yer kalmamıştı. Evine bakmış bulamamıştı. Ve taşındığı haberini almıştı. Üstelik haber dahi vermemişti Laura. Üzerinden tam bir buçuk yıl geçmişti.
ꨄ︎Eray kitabı için imza günü düzenlemiş, hayranlarıyla buluşup kitaplarını imzalıyordu. Bir hayranı masaya yaklaşıp kitabı uzatmıştı. Eray ismini sorduğunda Laura cevabını almıştı. Karşısında ki kişi oydu. Tam bir buçuk yıl sonra hiç beklemediği yerde tekrar karşısına çıkmıştı. Bunca zaman nerede ve ne yapmıştı? Laura'nın ansızın çekip gitmesinin ardında neler vardı? Hayat onlar için nasıl bir plan yapmıştı?
ꨄ︎Onu ilk gördüğümde derinden sarsıldığımı hatırlıyorum. Hayatımda olsun ya da olmasın artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını biliyordum. Ona büyük bir güç ile çekilmiş, büyülenmiştim. Çok zaman sonra bu duygunun aşk olduğunu anlamıştım. Aşk yerini sonrasında sevgiye bırakmıştı. Hayal kırıklıkları, gözyaşları, kalp sızıları sonrasında bağlılık, tutku ve merhamete dönüşmüştü. İşte Paris'te yağmurlu bir akşam, bir kafe de gerçek sevginin en saf haliyle tanışmam böyle başlamıştı.
ꨄ︎Kitapta betimlemeler anlaşılır, dili sade ve akıcıydı. Paris ve Dublin'in güzel ve ünlü sokaklarında karakterlerle geziyor hissi vermesi ayrı bir heyecandı. Aşk türünde 182 sayfalık güzel bir kitap. Severlere duyurulur. Kitabıyla tanışmama vesile olduğu ve imzalı kitabı için teşekkürlerimi bir borç bilirim.
Yazarımızın kalemine sağlık
Kitap ile ilgili düşüncelerinizi yorum bırakabilirsiniz
Okumayı ihmal etmeyin
im t u b i s ʚĭɞ
·
3 artı 1'leme
·78 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.