Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.27
Gönderi
Gulyabani Üzerine
2024 okuma hedefime Türk yazarları da dahil etmek istediğim için Gulyabani'yi de listeme dahil etmiştim. Kitabın konusunu Kemal Sunal, Ali Şen, Halit Akçatepe, Şener Şen Adile, Naşit ve diğer değerli oyuncularımızın oynadığı "Sütkardeşler" isimli filmden biliyordum. Çocukluğumun ev sevdiğim filmlerinden birisidir. Şu yaşıma kadar her denk geldiğimde tekrar tekrar izlemekten keyif aldığım bir filmdir.
Kitaba dönecek olursak, Can Yayınları tarafından basılan kitap, yazarımız Hüseyin Rahmi Gürpınar'a bir "hanımnineden" gelen mektupla başlar. Bu mektupta hanimninemiz, yazarımızı epeyce bir övmenin yanında bazı önerilerde de bulunur ve yazarımızdan katıldığı meclislerde anlayabileceği perili cinli ve çok merak uyandıran bir kitap yazmasını ister. Yazarımızın mektuba cevabı da bu baskıda yer almaktadır. Yazarımız hanimninemizin bu isteğini yerine getirirken yaşadığı zorluklardan bahseder ve hikayemiz başlar:
Anlatıcımız en başta bir çocuktur. (Yazarımız) İnsanların bir araya toplanıp hikayelerin anlatıldığı, bozaların içildiği bir sahne ile başlar hikaye. Muhsine hanım ve Hacı beyden bahsedilir. Muhsine hanım, bu meclislerde en iyi hikaye anlatıcısıdır. Hele bu yaşlı kadının öyle bir hikayesi vardır ki herkes çok sever. Yine böyle toplantının olduğu bir mecliste Muhsine hanım başlar gerçekte yaşadığı bir hikayesini anlatmaya.
Gençliğinde kötü giden evliliğinden ötürü evden kaçar, hayatını kazanmak için çalışmaya başlar fakat genç ve güzel olduğu için namusuna el uzatılır. Bir gün Ayşe Abla isimli bir tanıdığı kendisine çok temiz bir yerde iş bulduğu söyler. Muhsine her ne kadar gönülsüz olsa da başka çaresi olmadığı için kabul eder ve iş için Ayşe ablanın İstanbul'da Üsküdar taraflarında olduğunu iddia ettiği fakat yola çıktıktan sonra bahsedilenden daha uzak ve hiçliğin ortasında bir yere gittikleri ortaya çıkar. Arabacının, akli dengesini yerinde olmayan bir kadından ve onun cinlerinden de bahsetmesiyle birlikte Muhsine iyice korkuya kapılır, Ayşe hanıma yalvarsa da yola bir kere çıkmışlardır. Eve yetişen ikili Kalfa Çeşmifelek ve Arap Ruşen ile görüşürler. Ayşe Hanım kaşla göz arasında konaktan tüyer. Muhsin"e artık geri dönüşün mümkün olmadığını anlayınca iyice ümitsizliğe düşer. Bu sırada konağın hizmetlileri evin kurallarını anlatır.
İlk gece Muhsine için oldukça korkunç geçer. Cinler ve perilerin sataşmalarına maruz kalır. Kitabın sonunu bilmeme rağmen bu gece öyle güzel tasvir edilmiştir ki gerçekten bende bir korku uyandırmıştı.
Günler bu şekilde geçip gider. Muhsine duruma alışmaya başlamıştır. Evdeki perilerden korunmak için yapması gerektiği şeyleri, perilerin başkalarının kılıklarına gidip kandırmaya çalıştıklarını öğrenir.
Bir gece Muhsine'nin odasına bir tüylü peri gelir. Muhsine'ye olan aşkını ilan eder. Muhsine sert bir duruş sergileyince onu etkilemek için yakışıklı bir adam suretinde tekrardan karşına çıkar. Kendisinin konaktaki yardımcılardan biri olan Hasan olduğunu söyler. Muhsine bundan etkilenir fakat yine de inanmaz.
Ertesi gün mutfağa tamire iki kişi gelir ve bunlardan biri Hasan'dır. Muhsine çok şaşırır ve Hasan'ın güzelliğinden yine etkilenir. Mutfakta merdivene ihtiyaç vardır Hasan ve Muhsine merdiveni getirmeye gittikleri esnada konuşma fırsatı bulurlar. Muhsine gece odasına Hasan'ın perisinin geldiğini, ona aşkını ilan ettiğini söyler. Hasan da aynı şekilde muhsinenin perisinin odasına geldiğini kendisine aşkını ilan ettiğini söyler. Hasan da Muhsine'nin perisinden etkilemiştir. Fakat ikisi de perilerle evlenemeyecekelerini bilirler ve Hasan Muhsine'den etkilendiğini ve onunla evlenmek istediğini söyler. Muhsine'nin de bu işte gönlü vardır. Hasan ne olursa olsun onunla evleneceğini söyler ve kendisini beklemesini ister.
Sonraki gece Hasan Muhsine'nin odasına gelir. Tam bu sırada Şevki beyin perisi de gelir. Hasan Muhsine'nin dolabına saklanır. Şevki beyin perisi Muhsine'yle evlenmek istediği söyler. Muska gibi önlemlerin kendi gibi güçlü bir periye işlemeyeceğini söyler ve Muhsine'ye saldırır. Bu sırada Hasan dolaptan çıkar ve uzak durmasını yoksa onu öldüreceğini söyler. Boğuşmadan sonra dolaptan birkaç tüylü çıkar ve Hasan'ı alıp giderler. Muhsine o gece boyunca ağlar. Sabah baykuş üç defa öter. Bu, birilerinin öldüğü anlamına gelir. Kadınlar bir araya gelir ve Muhsine'nin gece yaşadıklarını dinlerler.
Baykuş 3 kişi için daha öter, bundan öleceklerini anlarlar. Gulyabani gelecektir ve kadınların hepsini öldürecektir. Gulyabani tüm korkunçluğuya görünür. Odadakilerle saldırdığı anda bir el silah sesi duyulur. Gulyabani kolundan vurulmuştur. Onu vuran Hasan'dır. Yanında da köyden insanlar vardır. Gulyabani'nin yoldaşlarının yakalarlar. Gulyabani kılığındaki kişi aslında evin kahyasıdır. Diğerleri ise yine bu konakta çalışan türlü yetenekleri olan kimselerdir.
Hasan o gece perilerin elinden kaçtığını, köye gidip yardım istediğini anlatır. Kendisi bu konaktaki gizemi çözmek için işe girmiştir. Aslında bu konakta yaşananların büyük bir oyun olduğunu, evin hanımın mirasına konmak için hanımın yeğenleri tarafından perili cinli bir oyun oynandığını anlatır ve evin içindeki düzeneklerini gösterir.
Hikayenin sonunda Muhsine ve Hasan evlenir. Bu hikayedeki Hasan şu an Muhsine'nin eşidir.
Yazarımızın bu mükemmel kurguya ve dile sahip kitabını okurken inanılmaz keyif aldım. Gerçekten de kitabın başında hanimninenin istediği kıvamda bir kitap olmuş. Buradan sonra "Süt Kardeşler" filmini izleyeceğim.
Okumayı düşünenlere tavsiyem bir an önce okuyun çok keyifli ve bolca güleceğiniz zaman zaman da korku duyacağınız muhteşem akıcı bir kitap.
Okumakta olanlara da keyifli okumalar.
·
49 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.