Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

128 syf.
5/10 puan verdi
Çelişkilerle dolu Ütopya
Dikkat tamamen spoiler içerir. Spoiler takıntısı olan varsa bu inceleme yazısını okumasın. Toplumsal ilişkiler, devlet, adalet vb konularda değişik fikirler edinmek isteyen kişiler okuyabilirler. Fakat çelişkilerle dolu bir kitap. Eğer her cümleyi daha önceki cümlelerden bağımsız olarak okursanız sorun yok. Yazmaya bile üşeniyorum. Daha önce kitap hakkında kendime yazdıklarımı ekleyeyim. Kitapta anlatılan Ütopya devletine bakıldığında sosyalist teokratik bir yapı görülüyor. Buna rağmen sürekli cumhuriyet vurgusu yapılıyor. En beğendiğim tarafı, yasalarla ilgili kısmıydı. Yasa sayısı çok az olup, avukatlara ihtiyaç duyulmayacak bir adalet sistemi anlatılmış. Eflatun'un devletinden şairleri kovması gibi More da avukatları kovmuş devletinden. Çok fazla sayıda çelişki var başta da dediğim gibi. Bazılarını şöyle dile getirebilirim. Mesela savaşı sadece kendilerini ve dostlarını savunmak için gerekli gören, herkesin inancı kendine diyen Ütopyalılar, nedense kendilerine anlatılan, Hristiyanların dinlerini yaymak için yaptıkları savaşları dinleyince hevesle Hristiyan oluyorlar, hepsi değil tabi fakat çoğunluğu. Süslü püslü elbiseler giyenlerle alay eden ütopyalıların ülkesi ütopyada nedense rahipler süslü püslü giyiniyor. Kimsenin inancına karışılmayan ütopyada nedense ahirete inanmamak aşağılanmayı gerektiren birşey oluyor. Kimsenin suç işlemediği fakat tek tük de olsa suç işlenen ütopyada eğer suç kutsal rahiplerden biri tarafından işlenirse ona hiçbir ceza verilmiyor. Çünkü hem Tanrı’ya adanmış olan kutsal bir varlığa hiçbir ölümlünün eli dokunamazmış hem de rahiplerin sayısı devletin güvenliğini tehlikeye atacak kadar çok değilmiş. Bu bile kendi içinde çelişkili. Tanrı’ya adanmış kutsal bir varlık nasıl suç işleyebiliyor? Ayrıca devletin güvenliği, insanlar arasında adaletin üstün tutulmasından daha mı önemli? Herkesin eğitimli olduğu ütopyada yaratıcıya inanmayanların eğitimsiz halk önünde görüşlerini anlatıp halkı kandırması yasak. Çünkü onların akıllarını karıştırabilirler. Yaratıcıya inanmayanlar sadece rahiplerle tartışabilirler. Herkes eğitimli ise eğitimsiz halk dediği kimdir? Rahipler aynı zamanda öğretmendirler. Fakat hem sayıları az hem de nasıl bütün çocuklara yetişebiliyorlar? Burada şöyle bir nokta var, dünyaya sadece din penceresinden bakan bütün kişi ve kurumlarda ve çağlarda din demek tebliğ yani propaganda yani dinin yayılması demektir. Hristiyan olsun, Müslüman olsun veya hangi dinden olursa olsun kendi inandığı dinin en doğru olduğunu anlatmakla kendisinin görevli olduğu söylenerek yetiştirilir insanlar. Günümüzde sayıları artan şekilde ateizm veya deizm propagandası yapanlara bakarsanız %90'ının eskiden din tebliğcisi bir yaşantı içinden geldiğini görürsünüz. Doğdukları ortam itibariyle çocukluktan beri ateizm içinde yaşamış olan ateistlerin kendilerine fikirleri sorulmadıkça böyle bir ateizm propagandası yaptıklarını göremezsiniz. Thomas More da o zamanın şartlarında dini görüş ve inanışlardan etkilenerek ideal devlet olarak sunduğu Ütopya'da bazı kurallar koymuş. Mesela kitap güya ideal devlet nasıl olmalı üzerine yazılmış fakat kölelik var. Ütopya'da Tapınakta erkekler ve kadınlar ayrı dururlar haremlik selamlık var. Çocukların yemek sofrasına hizmet etmeleri ve kendilerine ne verilirse onunla yetinmeleri de distopik olmuş. Yani çocuklar da köle gibiler. Ütopya'da en şerefli görev rahipliktir. Ahlaksızlık yapan kişi aforoz edilir ve dinsizlik cezasına çarptırılır. Ütopyalılar'a göre istediği şeye inanıp inanmamak insanın elinde değildir. Fakat dünyanın "gelişigüzel yürüyüp gittiğine" inananlar ve "ahret gününe inanmayanlar" aşağılık ve hor görülür, devlet işlerinde görev verilmezdi. Ütopyalılar'ın en eski yasalarından biri "kimse dininden ötürü kötülenemez" yasasıdır fakat aynı Ütopyalılar, "kendi istekleriyle kanlarını dökerek dünyanın dört bucağındaki bir sürü ulusa kendi inançlarını benimseten birçok Hristiyan din şehidinin eşsiz bağlılıklarını duyunca bu dini" candan kabul ediyorlar. Adalet konusunda ne kadar az yasa o kadar çok adalet prensibine bağlı olup avukatlar gibi aracılık kişilerini ülkelerinden kovan Ütopyalılar, din konusunda "sadece rahiplerin yapabileceği bazı törenler" barındırıyorlar yani rahiplik gibi aracılık kişilerini kabul etmekte sakınca görmüyorlar. Ütopya'da en şerefli meslek rahipliktir fakat en önemli meslek yöneticilik ve yargıçlıktır çünkü "bir devletin gelişmesi de, yıkılması da, o devleti yönetenlerin ve yargıçların elindedir". Daha fazla yazmak istemiyorum böyle daha bir sürü şey var. Thomas More bu kitabı 1515-1516 yıllarında 37-38 yaşlarında iken yazmış. 1478'de doğmuş. 1504'te parlamento üyesi olmuş. 1514'te şövalye olmuş. Bir süre adalet bakanı olmuş 1532'ye kadar. (adalet bakanı iken mahkemeye işi düşenlerden alınan hediye geleneğine uymadığı ve Kral VIII. Henry'nin boşanma isteğini reddettiği için kralla arası bozulmuş). 1534'te üstünlük yasasını yani "Kralın Papa'dan üstün olduğunu" reddedip Kral, Papa'dan üstün olamaz demiş. Bunun üstüne 6 Temmuz 1535'te 57 yaşındayken "kötü bir amaç uğruna haince ve şeytanca davranmak" suçuyla kafası kesilip Londra Köprüsü'nde teşhir edilerek cezalandırılmış.
Ütopya
ÜtopyaThomas More · Oscar Yayınları · 020,4bin okunma
·
26 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.