Kitap Hayyam’ın öyküsüyle başlayıp yaşadığı aşkı, ve dünya görüşünü işleyerek o dönemin İran’ını ve o dönemde İran’ın etkilenmiş olduğu bazı ülkelerden kesitlerle tarihi heyecan verici bir biçimde aktarıyor. Nizamülmülk’ten Hasan Sabah’a geniş bir kültür edindiren bu kitap devamında biraz sıkıcı hal alırken sonrasındaki akıcılık ve sürükleyicilik bu kusuru çok iyi örtüyor. İkinci kısımda Bir Amerikalı ve yaşadığı eşsiz aşkı (hem yazmaya hem de yazmanın koruyucusuna) anlatırken çarpıcı sonuyla unutamayacağınız bir rüya mı yoksa gerçek mi diye düşündüren bir eser olmayı hak ediyor. Tarihi böyle etkileyici ve iyi kurgulayarak aktaran yazarlar çok nadir ve Amin Maalouf onlardan biri..
Yolların bir şekilde yeniden kesişebileceğine inanan herkes okumalı!