Bazen en çılgın, en imkânsız görünen fikir kafanızda öyle kuvvetli bir yer edinir ki, öyle veya böyle gerçekleşeceğini zannedersiniz… Dahası bu düşünce şiddetli, güçlü bir arzuya eşlik ediyorsa, bazen onu kaçınılmaz, önceden belirlenmiş, kadere yazılmış, gerçekleşmemesi imkânsız bir şey gibi kabul edersiniz!’’ (sf. 136)
Takvim yaprakları 1 Ekim 1866 tarihini gösterdiği zaman Dostoyevski ne yapacağını şaşırır. Çünkü elinde hâlâ yazılı bir metin yoktur. Aklındaki eseri yazıya hızlıca dökebilmek adına kendine bir stenograf tutar. (Stenografi: alfabenin harfleri, noktalama işaretleri, kelimeleri yerine semboller ve kısaltmalar kullanan çabuk yazma sistemi.) Ve 25 günlük bir macera başlar, Dostoyevski aklındakileri dikte ederek, işe aldığı yazıcı hanımefendi ile başarıya ulaşır, kitap yayımlanır ve finansal geleceğini kurtarmış olur.