(...) kişinin, kesintiye uğratma gücünü Ölümün elinden alması için, kendine kurulmuş bir sürem vermesi yeter. Ölüm böylece aşılmış olur. Ölümü zamanın içine yerleştirmek, tam da onu aşmaktır; kendini çoktan uçurumun öbür yanında bulmak, uçurumu ardında bırakmaktır. Ölüm _hiçlik diğerinin ölümüdür; sağ kalan için ölümdür. Ölme zamanının kendisi, karşı yakaya geçemez. Bu ânın: özel ve dokunaklı olmasının sebebi, onun geçemeyeceği olgusudur. Ölme'de, geleceğin ufku verilmiştir, fakat yeni bir şimdi vaadi olarak gelecek reddedilmiştir; kişi aralıktadır, sonsuza kadar. Edgar Allen Poe’nun bazı öykülerindeki karakterler kendilerini bu boş aralıkta bulmuş olmalıdırlar. Bir tehdidin yaklaştığını görür bu karakterler; hiç bitemeyen bu yaklaşmadan geri çekilmek için hiçbir hareket yapılamaz. Bu endişe, canlı canlı gömülme korkusu şeklinde, diğer hikâyelerde de sürer gider. Sanki ölüm hiçbir zaman yeterince ölü değildir; sanki fasılanın ebedi süremi _arazamandalık_ yaşayanların süremi ile koşut bir biçimde akmaktadır.