"Şu an yaşıyorum ve önemli olan bu. Hayat geçici. Her zaman, herkes için. Benim işim, ölene kadar yaşamak. Benim işim, bedenimle barışmak, onu her şeyiyle sevmek. Böylelikle, temelim sabit olduğunda, elimi güçlü ve cömert bir biçimde uzatabilirim." Yalom'un kaleminden 10 farklı terapi öyküsü. Ancak kitabın temeli bence, yazarın 81 yaşına gelmesiyle kendinin de ölüme adım adım yaklaştığını bilmesi üzerine oluşturulan bir kitap. Ve tüm bu çıkarımın sebebi de kitabın yoğunluk olarak ölüm teması üzerinde işlemesi. Ölümle yüzleşmekten korkan bir adamın cinsel uyarılma ile bu korkusunu bastırması, yaşlandığını kabul etmeyen bir adamın spontane bir hayat arzusuyla yanıp tutuşması, ölmekte olan bir kadının anlam arayışı, kanser olabilme ihtimali olan bir hemşirenin kendini kötü ve öfkeli olmakla yargılaması ve kendiyle aynı tarihte doğan en yakın arkadaşını kaybeden bir psikoloğun hayatını dolu dolu yaşamadığını fark etmesi. Sadece 5 öyküyü özetledim ve göründüğü üzere hepsinin temeli de ölüme dayanmakta. Ve yazar da bu hikayeleri yazıya dökerken hep kendinin yaşına atıfta bulunmakta. Bu yüzden okuyucuya faydadan çok sanki Yalom'un kendi ölümle yüzleşme hikayeleri gibi bir hissiyat verdi bana. Kitap hikayeler olarak da çeviri olarak da oldukça kaliteli bir eser. Ancak gel gelelim hikayelerin bir kısmı tek veya iki seanstan oluşan ve bu yüzden de tedavinin sonunu göremediğimiz hikayelerden oluşuyor. Bu yüzden ben biraz yarım kaldım sanki ve yukarıdaki hissiyata kapıldım. Tabi ki, muhakkak faydalı da olacaktır okuyucuya hikayeler ama ben terapi öyküsü okurken kişinin gelişimini ve tedavinin sonucunu da görmek istiyorum. Hikayelerin bazıları bu gelişimi çok iyi özetlerken, bazıları açık uçla noktalanıyor. Kitabı beğenmedim demiyorum ama noksan buldum diyebilirim. Bunun dışında özellikle 8. öykü, Ellie'nin öyküsü kitaptaki tek ve tam anlamıyla gerçek öykü. Ellie kendi isteğiyle hem hikayesinin tam anlamıyla anlatılmasını hem de kendi adının kullanılmasını istemiş yazardan. Ve benim de en sevdiğim öykünün de bu olduğunun özellikle altını çizmek isterim. Tekrardan dile değinecek olursam gerçekten kaliteli bir çeviri olmuş. Bu yüzden de alıntı paylaşmalara doyamadım. Ve yinelemem gerekirse kitabı sadece bir açıdan noksan bulsam da sevdim ve öneririm. "O halde sana ait olan bu ufak zaman diliminden doğayla uyum içinde geç ve memnuniyetle tamamla yolculuğunu. Tıpkı olgunlaşan bir zeytinin, düşerken kendisini yaratan doğaya ve üstünde büyüdüğü ağaca şükran duyması gibi." Keyifli okumalar...