İkincisi: Musibetlere karşı sabırdır ki, tevekkül ve teslimdir.
إِنَّ اللَّهَ يُحِبُّ الْمُتَوَكَّلِينَ * إِنَّ اللَّهَ يُحِبُّ الصَّابِرِينَ
Muhakkak ki Allah tevekkül edenleri sever. (Al-i Imran Suresi: 159.)
Muhakkak ki Allah sabredenleri sever. (Al-i Imran Suresi: 146, ayetten muktebes)
şerefine mazhar ediyor. Ve sabırsızlık ise, Allah'tan şikâyeti tazammun eder; ve efalini tenkit ve rahmetini ittiham ve hikmetini beğenmemek çıkar.
Evet, musibetin darbesine karşı şekva suretiyle elbette aciz ve zayıf insan ağlar. Fakat şekva Ona olmalı; Ondan olmamalı. Hazret-i Yakup Aleyhisselamın
قَالَ أَنَّمَا أَشْكُوا بَنِى وَحُزْنِي إِلَى اللهِ
De:ki Ben derdimi de, üzüntümü de ancak Allah'a sunarım.( Bakara Suresi:194)
demesi gibi olmalı. Yani, musibeti Allah'a şekva etmeli; yoksa Allah'ı insanlara şekva eder gibi "Eyvah! Of!" deyip, "Ben ne ettim ki bu başıma geldi?" diyerek âciz insanların rikkatini tahrik etmek zarardır, manasızdır.