Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Komik, yüceliğe karşı bir isyan ya da tepki olarak adlandırılabilecek estetik bir düşünce çerçevesinin nesnesidir. Güzelliği keşfettiren o şok yitip gider: Bu nesneye aşina oluruz ve duyduğumuz bu aşinalık, bizde o nesnedeki güzelliğin herhangi gerçek bir güçten dolayı değil de, bizim kendi eserimiz olduğu duygusunu doğurur. O nesne artık güzelliğiyle gözümüzü korkutamaz ya da bizi etki altına alamaz ve işte bu korkudan kurtulmak, kendilik duygusunun ortaya çıkması ya da Hobbes'un dediği gibi "ani zafer" aslında gülmeyle ifade ettiğimiz bir şeydir. Yüceliğin patlayan balonu gülünç bir hal alır. Aslına bakılırsa, bir şeyin kendi savlarım temellendirmede başarısızlığa uğraması, bir gerginliğin azalması, dağın fare doğurması, bir şeyin eğlendirmesi duygusu olmaksızın katiyen gülemeyiz. Buna karşın tek başına çöküş ya da hayal kınklığı komik değildir. Bu, estetik bir çöküş olmalıdır; yüce olan bir şeyin çöküşü ve bizleri estetik açıdan etkileyen bir şeyin çöküşü. Ne ki, bir şeyin bizi etkilernesi -kendi düşüncesini bize aşılayan dik kafalı biri, tehlikeli bir deniz yolcuğu, yangın alarmı veya kızgın bir boğa- bünyesinde o şeyin kendisini yüce bir şey olarak gördüğümüz estetik bir yana sahiptir. O halde, söz konusu şeyin ürkütücü bir şey olmadığı anlaşıldığında, yücelik duygusu da gülmeye karışır gider. Bu nedenle korku ya da endişeden uzak durarak gülme eğilimimiz vardu. Çocuklar okuldan çıkhklarında gülerler; ayrıca hepimiz paçayı yırttığı bir talihsizliğin başkasının başına geldiğini gördüğümüzde kahkaha atmaya karşı ıslah olmaz bir eğilim gösteririz. Bu durum, aynı talihsizliklere bizlerin de maruz kalabileceğini ve okulun yeniden başıayacağını unutmamıza bağlı olduğundan, kopardığımız kahkahalar nezaketten yoksun ve kabaca kahkahalardır; ayrıca bu düşünceler neşemizi kaçırabilirler. Yine de keyfimizi tamamen kaçırmayacaklardır. Kendi zaafımızı akla getiren, kendi korkularımızia yüzleşen ama onların etkisine girmeyi reddeden; zayıflık olduğu için değil, onun üstüne çıkabildiğimiz için kendi zayıflığımızda bir neşe kaynağı arayan daha yüksek bir gülme türü var. Bu gülme türünün konusu sadece cinsellik, ölüm ya da Tanrı gibi kendisinden korktuğumuz şeylerdir. Burada asıl olan kahkaha atmamıza neden olan korkudan kaçış değildir; tam tersine daha hala farkında olduğumuz bir korkuya karşı zafer kazanmamızdır. Kendimizin acı ve talihsizliklerle, kendi yetersizliğimiz ve zayıflığıınıza mağlup olmasına müsaade etmeyeceğiz. Bu nedenle acıyı gülümsemeyle karşılarız ve kendi güçsüzlüğümüzle dalga geçeriz. Bu gülme kabalıktan uzak ve kahramanlık süsüyle renktendirilmiş bir gülmedir; ancak özünde bir meydan okuma edimidir ve bundan ötürü sinizm, küfür ve müstehcenlikle yozlaşır. Kendimize güleriz; çünkü küfretmek sadece Tanrı'yı değil, aynı zamanda kendi dini dürtülerimizi· de alaya almak demektir. Böylece kendimizi ve· ortak i!'san doğamızı küçümseriz. Gelgelelim, bu kendi kendini küçümseme durumu, kendi üstünlüğümüzün küçümsediğimiz özümüzden üstün olduğunu öne sürmek için kendimizi hor görmek kendisiyle çelişik bir davranış olup bunu dillendiren kahkaha da ahenkten yoksun kulak brmalayıcı bir sevinçtir. Hepsinden öte, küçümsenenle küçümseyen birdir ve bu birliğin tekrar öne sürülmesi sinizmin küstah kahkahasının mizah haline getirildiği bir edimdir.
·
51 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.