Bizim Zamanımız 'la tanıştık sevgili Sinem'le :) İyi kurgulanmış bir mahalle romanıydı. 90'ların sonu.. 2000'lerin başı.. Tanıdık komşu teyzeler, bilindik hikayeler hatta her mahalledeki o hayali arabayla gezen deli.. :)
Çok tanıdık, çok bizden bir romandı. Fakat o kadar 'bizden' ki sanki, benim o dönemlerdeki günlüğümü biraz evirip çevirsem bu kitabı ben de yazabilirdim hissi veriyor.. Bu iyi bi' şey mi bilemedim.
Romandaki tadı öykülerinden de alacak mıyım diye DANK'a başladım..
Kitap, her bir öykünün aslında tek tek özerkliğini ilan edip basıma girebileceği hissini uyandırdı okurken.. Son zamanlarda okuduğum en ilginç öykü kitaplarından biriydi. Bu kadar bilindik hikayeleri bu kadar sıra dışı anlatması hoşuma gitti aslında.
Her iki kitap için de tek eleştirim teşbihlerdeki abartılar
GİBİ sözcüğü yüzlerce kez ve rahatsız edecek kadar geçiyor..
Tetriste uzun çubuk gelmiş gibi..
Kamyondan kumlar dökülmüş gibi..
Gülümsemesiyle yüzlerce mum aynı anda yanmış gibi..
Şu güzelim dünyada kupkuru bir dal gibi..
Günler önümüzde bir tren rayı gibi
gibi gibi gibi..
Teşbihin mübalağası biraz can sıkıcı GİBİ :) Teşbih-i beliğ'de de hata olur bence
Ama seni okumaya devam edeceğim güzel kadın, öperim kaleminden