Herkesin kendine has bir inceleme yazısı var bu kitap hakkında gelin biz Ahmet arifin dilinden inceleyelim
Kahramanımız otuz üç kurşunun atıldığı yerden Diyarbakır kalesine notlar almak için giderken karanfil sokağını suskun bir şekilde hani kurşun sıksan geçmez geceden denilen tabirle girip tutuklu kalmış rüstemoya bir akşam üstü uğradığı için zulüm görüp leylim leylim gün geçirmiş adiloş bebeye ninniler yazıp hasretinden prangalar eskiten şairimiz yurdum benim şah damarım diyerek onurluca ağlamış.. ayın karanlık olduğu bir akşam üstü unutamadığına mektuplar yazmış. Bu zindan, bu kırgın, bu can pazarı yerde kalbi dinamit kuyusu olan şairimiz öyle yıkma dan kendini tahliye olmuş...