Gönderi

Frye, bozkırda devlet dini bulunmadığını, daha çok bir inanç seçiminin söz konusu olduğunu söyler. Bunu açıklamak için de "genellikle kurumsallaşmış dinlerin istemlerine karşı göçebelerin geleneksel ilgisizlikleri" şeklindeki daha önce çokça dillendirilen öneriye sığınır. Göçebelerin ilgisizlikleri gibi bir durumun görüldüğünü sanmıyoruz. Hayli ilgili gözüküyorlar. Burada yanlış gözlemlenen şeyin başka toplumlarda, yerleşiklerde bireysel ve toplumsal hayatı dinin düzenleme çabasına karşılık, bozkırda onun yerini törenin almasıdır. Çok etkin olan ve hayatı sıkıca sarmalayan törenin de din kaynaklı bir hükümler manzumesi olduğu fikrini çok duyabiliriz. Biz törenin sosyoekonomik kaynaklı olarak türediğini ve açık şekilde dünya işlerini düzenlemeyi amaçladığını düşünüyoruz. Dinî hükümler belki törenin yaptırım gücünü artırmak için eklemlenmiştir ama buna bile gerek olmaksızın töre, kendi içinde katı bir yaptırım ve ceza düzenini de geliştirmiştir. Dolayısıyla törenin bireyden topluma, oradan devlet idaresine hükümlerin uzun tecrübelerden sonra yerleştiği ve yaygın kabul gördüğü, aynı zamanda da toplumun neredeyse tamamınca bilindiği laik bir hukuk sistemi olduğunu söylemek aşırı ve zaman ötesi bir tanım olmayacaktır. Laik bir düzen içinde yaşayan insanların öte yandan dinlere yakın ilgi duymaları sonuçta bozkır devletlerinin dünya tarihinde ender görülecek bir dinî hoşgörü geliştirmeleri noktasına taşınmıştır. Sıradan olan şey çok sayıda dinin ve temsilcilerinin bir arada bulunmaları, tahammül edilemeyen şey ise içeride ve ya dışarıda bir dinin mensuplarının diğerlerine baskı uygulaması idi.
Sayfa 182 - Kripto YayınlarıKitabı okudu
·
21 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.