Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

432 syf.
7/10 puan verdi
Güzel ve akıcı bir kitaptı. Özellikle ana karakterler ve ana karakterler arası bağ beni derinden etkiledi, gerçekten çok beğendim. Gizem, aşk ve fantastik teması vardı ama aşk temasının daha baskın olduğunu söyleyebilirim. Spoiler kısmında detaylıca anlatacağım ama ilk başlarda bazı konular sebebiyle sıkıcılaşmasından korktum, neyse ki böyle bir şey olmadı. Olay örgüsü kitabın ortalarında daha da güzelleşti ama son kısımların yeteri kadar iyi olmadığını düşünüyorum. Çok daha etkileyici olabilirdi bence. Bazı şeyler fazla hızlı oldu, istemediğim şeyler oldu, geride birçok soru işareti kaldı v.s Gerçi soru işaretlerinin sonraki kitaplarda giderileceğine inanıyorum ama zaten 3 yıldızı bu sebeple değil, saymış olduğum diğer sebeplerden dolayı kırdım. Onun dışında hayatımda duyduğum/okuduğum en güzel aşk itiraflarını bu kitapta okudum diyebilirim Gerçekten çok etkileyiciydi o kısımlar. Okumadıysanız bir şans vermenizi tavsiye ederim. BURADAN İTİBAREN SPOİLER Callie'nin başına gelenlere gerçekten çok üzüldüm. Yazar o kısımları gerçekten çok iyi yazmıştı ve Callie'nin hissettiği çaresizliği kesinlikle kelimelerle çok iyi ifade etmişti. Pazarlıkçının ona yardım etmesi çok iyiydi. Onu ikinci kez çağırdığında borçlanmıştı ve ben sadece 1 iyilik borcu vardır diye düşünürken pat! Günümüz Callie'si 323 iyilik borcu olduğunu söyledi :D O kısımda gerçekten çok şaşırdım. Bu kadar borcu beklemiyordum :D Dedim "Kızım bu kadar borcu nasıl yaptın?" :D Meğerse Callie arkadaşlık özlemini Pazarlıkçı'yla iyilik karşılığında zaman geçirerek gideriyormuş. o zamanlardaki yalnızlığına gerçekten çok üzüldüm. Pazarlıkçı'nın ona olan tavrı ve davranışları da gerçekten çok güzeldi. Callie karakter gelişimi açısından gerçekten muhteşem bir karakterdi. Okuduğum güçlü kadın karakterlerden biriydi. Eli karakterini hiç sevmedim ve bir ara gerçekten ondan hiç kurtulamayacağız sandım. Callie ondan ayrılamayacak ve bu süreç uzayıp gidecek diye düşündüm ama neyse ki öyle olmadı. Bu durum benim için kitaba +1 puan yazdı. Karanlıklar Kralı, Pazarlıkçı, Desmond Flynn, Des; Çok beğendiğim ve okumaktan gerçekten çok keyif aldığım bir karakterdi. Okurken beni hiç hayal kırıklığına uğratmadı. Her hareketi, düşüncesi, bakışı olay olan gerçekten çok her şeyiyle aşırı klas bir karakterdi. Callie'nin takıldığım bazı davranışları olsa da (tehlike sırasında Des'in evinden ayrılması v.s) Des'de kitap boyunca hiç böyle bir şey yaşamadım. Her hareketiyle 10 numara 5 yıldız bir karakterdi. Yalnız ilk baştaki planı sonrası gerçekten çok şaşırdım, ağzım açık kaldı. Callie'ye misafir odası alışverişi yaptırırken Callie aslında kendi kalacağı oda için alışveriş yapıyormuş :D Bölüm başlarında geçmişlerini de öğrenmiş olduk. Gerçekten çok tatlıydı. Des'in her zaman Callie'ye destek olması, yanında olması gerçekten harikaydı. Kitap boyunca Callie'nin söylediklerinden yola çıkarak "Acaba Des neden Callie'yi terk etti? Gitmek zorunda mı kaldı?" diye soru işaretleri içindeydim ve kitabın ortasında/sonlarına doğru gizem çözüldü. Meğerse her dileğin bir bedeli olduğu gibi Callie'nin 7 yıl önceki son dileğinin de bir bedeli varmış: 7 yıl... Des 7 yıl boyunca Callie'ye ulaşmaya çalışmış ama büyü tarafından engellenmiş. Engel kalkınca da hemen Callie'nin yanına koşmuş. Daha doğrusu uçmuş :D Zaten dünyalık evini de Callie'nin evinin karşı kıyısından almış :D Tüm bu zaman boyunca Callie'yi de izlemiş. Yaşadığı ilişkilerden v.s haberi vardı. Gerçekten çok can yakıcı bir süreç ikisi için de. Callie, kırık kalbiyle uğraşıyor; Des, Callie'ye kavuşmak istiyor ama hayatını sadece uzaktan izleyebiliyor... Her şeyin ortaya çıktığı, 7 yıl sonra kavuştukları o kısmı yazar gerçekten çok güzel yazmış. O kadar duygu yüklü, o kadar sevgi doluydu ki. Gerçekten çok beğendim. Des, Callie'nin dileğini kabul etmiş ve onu eşi olarak seçmiş. Bu arada hayatımda duyduğum/okuduğum en güzel aşk itirafı geldi Zaten alıntı olarak yazacağım ama incelememe de yazmak istiyorum: "Callie, seni seviyorum. En başından beri sevdim. Son yıldız sönene kadar da sevmeye devam edeceğim. Seni karanlığın sonu gelene dek seveceğim." "Dağlar yükselip devrilse, güneş sönse, denizler karayla bütünleşip göğü yutsa bile sen daima benim olacaksın .... ve yeryüzünü gece örtse de, karanlık yok olana kadar ben daima senin olacağım." Yani, yaa o kadar güzeldi ki Adam gece kralı ve yıldızlar sönene kadar yani sonsuza kadar seveceğine dair söz veriyor Bir de perilerin kanatları ruh eşlerine gösterdiklerini söylediği sahne Aşırı güzeldi. Eli'ya kanatlarını gösterip güç gösterisi yaptığı ve Eli'ın geri adım ettığı o sahne :D Mükemmeldi. Öte dünyayı ilerleyen kitaplarda daha çok keşfedeceğimizi düşünüyorum. Olan olaylar gerçekten çok ilginçti. Kayıp savaşçılar, sadece kadınlar bir tabutta geri dönüyorlar, ölü değiller ve hareketsiz yatıyorlar, ayrıca yanlarında bir de tuhaf bebekler oluyor. O bebekler gerçekten aşırı ürperticiydi. Ama tüm bunların neden olduğunu henüz hâlâ öğrenemedik. Diğer kitaplarda ortaya çıkacaktır. Derken Ruh Hırsızı bizim Callie'ye musallat oldu. En sonunda da kızı kaçırdı. O kısmın biraz acemice olduğunu düşünüyorum :/ Des uyuyordu ve sanırım sabahtı. O sebeple hissetmemiş olabilir ama o sahneden sonra kitap benim için biraz yokuş aşağı gitmeye başladı. Ruh Hırsızı, Fauna Kralı olan Deli Kral çıktı. Gerçek bir manyaktı. Her kısmından nefret ettim. Adi, pisliğin tekiydi hele o son yaptığı. Callie'nin görünümünü değiştirdiği kısmı, Callie'nin kendi görüntüsünden nefret ettiği, Des'in kendisini görmesini istemediği, çirkin olduğunu düşündüğü kısımları ağlayarak okudum. Gerçekten çok üzüldüm. Kendi anlatımıyla orantısız büyüklükte siyah kanatlar, kollarında pullar ve pençeler. Tüm bunları çıkarırken çektiği o acı.. Gerçekten aşırı derecede üzüldüm. Dedim "Yazar ne yaptın yaa? Buna ne gerek vardı?" Tam dönüşüm tamamlandığı sırada Des geldi ve Fauna manyağını tek hareketiyle yok etti. Gerçekten üstümden bir yük kalktı. Callie aynaya baktığı zaman hayal ettiği gibi çirkin olmadığını fark etti. Yüzü aynıydı, kollarında biraz pul var, büyük kanatları var - ki ben onları kontrol etmeyi öğrenip uçabileceğini düşünüyorum-, bir de pençeleri var ama onları da törpüleyebileceğine karar verdi. Des'in, yeni görünümünden hoşlandığını, kolundaki pullara hayranlıkla baktığını falan yakalamış Callie. Yine de Callie'nin görünümünü kabul etmek için zamana ihtiyacı olduğunu düşünüyorum. Acaba düzeltecek bir şeyler falan mıdır? Gerçekten bu konuda neler olacak çok merak ediyorum. Umarım Callie mutlu olur. Des'le beraber Des'in krallığına ilk geldiklerinde küçük periler Callie hakkında bir şey demişti ve Des söylememişti. Ne dediklerini gerçekten çok merak ediyorum. Des'in geçmişi ayrı bir merak konusu. Ayrıca Des bir prens değilmiş, yönetimi sonradan ele geçirmiş. Bu konulara kesinlikle değinileceğini düşünüyorum ve aşırı derecede merak ediyorum. Fauna Kralı öldü ama tabuttaki savaşçı kadınlar hâlâ uyanmadılar, o çocuklar ayrı bir konu. Bunları yapmaktaki amaç ne? Neden bunu yaptı? gerçekten çok merak ediyorum. Açıkçası tüm bunları tek başına yaptığını da düşünmüyorum. Bence diğer krallıklarla falan iş birliği içerisinde olabilir. Diğer krallıklara serinin diğer kitaplarında kesinlikle değinilecektir. Özellikle Des'in gıcık olduğu, Gün Krallığı'nı çok merak ediyorum :D Kitabın evreni çok güzeldi, Callie ve Des arasındaki ilişki çok güzeldi. Çok akıcıydı. Aklımda bir sürü soru işareti kaldı, 2. kitabı en kısa zamanda okumayı planlıyorum. Kesinlikle tavsiye edebileceğim bir kitaptı.
Rapsodi
Rapsodi
Laura Thalassa
Laura Thalassa
Rapsodi
RapsodiLaura Thalassa · Martı Yayınları · 20221,378 okunma
·
88 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.