Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Hint, Çin ve mistik görüşlerde kişinin dinsel gö­revi doğru düşünmek değil, doğru hareket etmek ve/veya Birle yoğun bir düşünce eyleminde olmaktır. Batı felsefesinin genel çizgisine göre doğru olan bunun zıddıdır. Son gerçeği doğru düşüncede bulması beklendiği için, doğru eylem önemini korumuş fakat en önemli yer doğru düşünceye verilmiştir. Dinin ev­riminde bu durum, dogmaların formulasyonuna, bu dogmatik formulasyonlar üzerine bitmez tükenmez tartışmalara ve «inançsızlara» ve kiliseye karşı çıkan­lara karşı bağışlamasız bir tavra yol açmıştır. Sonun­da dindar tavrın temeli «Tanrıya inanmak» olarak öne çıkmıştır. Düşünceye verilen önemin tarihsel olarak son de­rece önemli bir başka sonucu daha vardır. Gerçeğe düşüncede ulaşmak, sadece dogmaya değil aynı zamanda bilimin doğmasına da yol açmıştır.
·
18 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.