Yeni, bilinmeyen ve işlenmemiş bir yöreye yerleşmek bir yaratış eylemine eşdeğerdir. İskandinavyalı sömürgeciler İzlanda'yı, landnáma, ele geçirdiklerinde ve toprağını işlemeye başladıklarında, bu hareketi ne orijinal bir eser ne de insani ve dindışı bir iş olarak görmüşlerdir. Girişimleri onlar için sadece ilksel bir eylemin yinelenmesinden ibaretti: Yaratılış'ın tanrısal eylemiyle kaosun Kozmos a dönüştürülmesi. Çölümsü toprağı işleyerek aslında onlar kaosa biçim ve norm vererek düzenleyen tanrıların eylemini sadece yineliyorlardı."