Şu sıralar bilimkurgu/fantastik/distopya okuyorum ve Açlık Oyunları da yıllar önce filmini izlediğim ama kitabını okumadığım bir metindi. Çok keyifle okunan, çok akıcı bir metin ve elbette ki filminden kat be kat iyi. 2008 yılında Suzanne Collins tarafından tanımlanan başkent insanlarının da, şişirilmiş dudakları, elden geçmiş yüzleri, rengarenk saçları ve tuhaf kıyafetleriyle, bugün büyük şehirlerimizin sokaklarında dolaşması da, distopik metnin gerçekleşmiş bölümünü oluşturuyor. Umarım tüm vahşetiyle oyunlar da ileride gerçek olmaz.