Nahçivani, İlhanlı tarihçileri içinde az bilinen fakat bir o kadarda önemli olan bir tarihçidir. İlhanlı bürokrsisinin önemli bürokratlarından olan Nahçıvanl'nin tam adı Muhammed bin Fahrüddin Hindılşah Nahçivani'dir. Bir diğer adı da Şams-i Münşi olan Nahçivani'nin doğumu ve çocukluğu hakkında çok fazla bilgiye rastlanılmamaktadır. Nahçivani'nin çocukluğunun geçtiği erken dönem hayatı hakkında bilinen nadir bilgilerdendir. Fahreddin adıyla anılan babasının İlhanlılar zamanında Nahçivan'ın önemli şahsiyetleri arasında olduğunu bizzat eseride kendisi söylemektedir. Babası sayesinde yükselen Nahçivani onun ardından İlhanlı bürokrasisi içinde önemli yerlere gelmişti. Babası sayesinde İlhanlı bürokrasisine dahil olan Nahçivani, kendi başarısı ve kabiliyeti ile de hızlı biçimde yükselmeyi başarmıştı. İlhanlıların son dönem güçlü vezirlerinden Gıyaseddin Muhammed Reşldi'nin himayesi
Nahçivani, İlhanlı tarihçileri içinde az bilinen fakat bir o kadarda önemli olan bir tarihçidir. İlhanlı bürokrsisinin önemli bürokratlarından olan Nahçıvanl'nin tam adı Muhammed bin Fahrüddin Hindılşah Nahçivani'dir. Bir diğer adı da Şams-i Münşi olan Nahçivani'nin doğumu ve çocukluğu hakkında çok fazla bilgiye rastlanılmamaktadır. Nahçivani'nin çocukluğunun geçtiği erken dönem hayatı hakkında bilinen nadir bilgilerdendir. Fahreddin adıyla anılan babasının İlhanlılar zamanında Nahçivan'ın önemli şahsiyetleri arasında olduğunu bizzat eseride kendisi söylemektedir. Babası sayesinde yükselen Nahçivani onun ardından İlhanlı bürokrasisi içinde önemli yerlere gelmişti. Babası sayesinde İlhanlı bürokrasisine dahil olan Nahçivani, kendi başarısı ve kabiliyeti ile de hızlı biçimde yükselmeyi başarmıştı. İlhanlıların son dönem güçlü vezirlerinden Gıyaseddin Muhammed Reşldi'nin himayesi altında çalışmıştı. Bu dönemde Nahçivani, inşa divanında münşi olarak görev almaktaydı. Onun işlerindeki başarısını fark eden Ebıl Sa'id Bahadır Han, Nahçivani'ye devlet teşkilatını ayrıntılı bir biçimde anlatacak bir eser yazmasını istemişti. Bu görevi üzerine alan Nahçivani, yürüttüğü devlet işlerinin yoğunluğu sebebi ile eseri sultana söz verdiği tarihte tamamlayamamıştı. Nahçivani eserini tamamladığında Ebıl Sa'id Bahadır Han ölmüş İlhanlı devleti dağılmıştı. Bu durum karşısında Nahcivani de eserini İlhanlıların ardından yeni bir devlet olarak kurulan Celayirlilarin Sultanı Büyük Hasan'ın oğlu Sultan Üveys'e sunmuştu. Sultan Üveys'in Celayirli tahtına oturması Celayirli Devleti'nin genişlemesi ve yeniden yapılanması anlamına gelmekteydi. Bu yapılanma sürecinde Nahcivani'nin verdiği bilgilerin ışık tuttuğu söyelenmektedir. Nahçivani eserinde, Arazi hukuku, vergi sistemi vergi oranları ve toplama yöntemleri, şehir hayatının unsurları, şehirde gündelik hayat, ticari hareketlilik ve esnaf teşkilatı bunların örgütlenmesi ve denetlenmesi hususları hakkında ayrıntılı bilgiler vermektedir. Eserde bunlardan başka İlhanlıların kırsal hayatı, göçebe boyların durumu, bunların hiyarşisi, aralarındaki düzen konularında da bilgi vermektedir. Bu bağlamda tarımsal üretim ve çiftçinin sorunları da Nahçivanl'nin bilgi verdiği konulardandı. Nahçivani'nin eserini kıymetli kılan yanı ise İlhanlıların son dönemlerinde yaşamış devlet adamı ve alimler hakkında da önemli bilgiler vermesidir. Bu yönüyle eser İlhanlıların siyaset, bilim ve kültür dünyalarını tanımak açısından oldukça kıymetlidir. Nahçivani'nin eserinde Ebul Sa'ld Bahadır Han zamanında sürdürülen imar faaliyetleri hakkında da bilgiler vermektedir. Yine Nahçivani "gölge hanlar"dan ilki olan Arpa Han dönemine ilişkin de önemli bilgiler vermektedir.
Bu kıymetli eserin orijinal nüshası maalesef günümüze ulaşmamıştır. Eserin kopya edilmiş nüshalarının da tamamı ulaşmamıştır. Zamanın talihsizliğine uğrayan bu kıymetli eserin tek talihsizliği bu değildir. Eser gerek dönem gerekse ihtiva açısından çok önemli bilgiler aktarmasına karşın tarihçiler arasında hak ettiği ilgiyi görememiştir. Eserin elde kalan nüsha parçaları 1964 yılında Moskova'da Azeri bilim adamı Alizade tarafından Rusça ve Farsça bir sunumla neşredilmiştir. Eser üzerine Türkçe'de yapılan ilk çalışma VI. Türk Tarih Kongresi'nde yine Alizade'nin eseri tanıtmaya yönelik bir tebliğidir. Ondan sonrada ilim çevrelerince itibar görmeyen bu mühim eser üzerinden ilk Türkçe ciddi çalışma Mustafa Uyar tarafından yapılmıştır.