Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Maslahata karşı hukukçuların çekingenliğinin sebebi, maslahat adı altında maslahat-ı merdûdeyi yaymak isteyenlerden çıkabileceği endişesidir. Nitekim evvelce Hanbeli mezhebine mensup olan Necmeddin et-Tüfi (716/1312), kitap, sünnet ve icma ile såbit bir hukukî hükmün, maslahata ters görülmesi halinde terkedileceğini bildirmiştir ki bu şâz (marjinal) fikri İslâm hukukçularınca reddedilmiştir. Çünki İslâm hukukçuları, hiç bir nass ve dolayısıyla icma'nın maslahat prensibine aykırı olamayacağını kabul eder. İmam Gazāli, nass karşısında maslahata itibar edilirse; İslâm hukukunun bütün hükümlerinin değiştirilmesi läzım gelir, diyor. Çünki şerî hükümlerin çoğunun maksadını kesin olarak tesbit etmek mümkün değildir. İslâm dünyasındaki modern cereyanlardan tarihiyye (tarihselcilik, historicism), Tüfi'nin takipçisi olarak, 'makâsidü'ş-şeria'ya (nassların maksatlarına) bakılarak zamanla ihmal edilebileceğini ileri sürmüştür. Fazlurrahman'ın temsil ettiği bu cereyan, meselā zinâ suçunun 100 celde ile cezalandırılmasındaki maksat, bugün başka bir şekilde yerine gelebiliyorsa, bu âyet ihmal edilerek yeni ceza verilebilir görüşündedir. Bunun daha da marjinali mesela kurbandan maksat fakirlere et temini olduğuna göre, bugün kurban kesmeyip, para vermek de ayı maksadı görür, diyebilmektedir. Bu görüşler, şerî prensiplere tamamen aykırıdır.
·
20 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.