Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

İlhanlılarının dini yaşantıya somut başka bir katkıları da Şiilik üzerinde olmuştur. İlhanlı hakimiyetine kadar zayıf bir kitabi ve fıkhi birikime sahip olan Şiiler, İlhanlıların yarattığı koşullar altından daha kitabi bir mezhebe dönüşme imkanı bulmuşlardı. Şii fıkhının çerçevesini çizen hemen bütün ciddi akide ve fıkıh kitapları bu dönemde İlhanlıların himayesinde faaliyet sürdüren medreselerde yazılmıştır. Keza bu bağlamda, İlhanlıların oluşturduğu koşulların bir sonucu olarak Şiilik, İran ve Azerbaycan çevresinde yayılma ve güçlenme imkanı bulmuştu. Öncesinde Irak-ı Arap ve çevresinde görülen Şiiler, İlhanlılar sonrasında İran ve Azerbaycan başta olmak üzere daha geniş coğrafyalarda etkin olmaya başlamışlardı. Böylelikle İlhanlılar sonrasında kurulacak olan Şii-Türkmen devletlerinin altyapısı sağlanmış olmaktaydı. İlhanlılar zamanında Şiiliğin bu kadar güçlenmesine ve Şiiliğin kurumsallaşmasına İlhanlı yöneticilerinin bütün katkılarına karşın İlhanlı hanedanının Şii olduğunu söylemek güç olduğu gibi, Şii bir politika güttüğünü söylemek de imkânsızdır. Olcayto Han'ın belli bir süre için Şii olduğunu ilan etmesini hanedanın Şiileşmesi olarak yorumlamak mümkün görülmemektedir. Bu manada hanedanın Sünni olduğunu söylemek de pek mümkün görülmemektedir. Onların Müslümanlığı gerek Moğol kültüründen gelen eski anlayışlarının etkisi gerekse İslamiyet'i tanıma ve algılama tarzlarından dolayı alışılmış mezhep tanımlamalarının uzağında durmaktadır. Müslüman devlet geleneğinin ve siyaset tecrübesinin Sünni anlayış üzerine şekillenmiş olması onları kaçınılmaz olarak Sünni kılmaktaydı. Bununla birlikte daha erken dönemlerden itibaren Vezir Alkami ve Tusi gibi güçlü Şii alim ve siyasetçilerin İlhanlı yönetimine yakın durması da onları Şif çevrelere karşı duyarlı olmak zorunda bırakmaktaydı. Dolayısıyla İlhanlı hanedanının İslam içinde mezhep tercihi daha çok bu çerçevede oturmuş bir denge politikasına dayanmaktaydı. Gazan Han'ın "Ben hiç kimseyi yadırgamam ve eleştirmem ashabın yüceliğini kabulleniyorum. Ancak rüyamda Allah Resulü' nü gördüm. O, beni kendi evladına kardeş kıldı. Onların dostluğunu bana ihsan etti. Bundan sonra elbette Ehl-i Beyt'e olan sevgimi arttıracağım ama sahabeyi de eleştirmekten Allah'a sığınırım," sözü İlhanlıların mezheplere olan yaklaşımını açık bir biçimde ortaya koymaktadır. Bu çerçeveden bakıldığında İlhanlılar üzerine yapılan çalışmalarda genelde görülen "Gazan Han Sünni'ydi, Olcaytu Şii oldu fakat Ebu Sa'id Bahadır Han tekrar Sünniliğe döndü," gibi bir tasnif gerçeği çok da yansıtmamaktadır.
·
11 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.