Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

96 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Kaderini Bir Arabanın İçine Saklayan Kadın
Şimdi sizden beş dakikanızı ayırmanızı ve şu soruları yanıtlamanızı istiyorum: Hiç kendinizi tekinsiz, gergin, endişe verici bir ortamda hissettiniz mi? Ya da hareketleri ve konuşmasıyla sizi şaşırtan biriyle sonunu tahmin edemediğiniz bir yolculuğa çıktınız mı? Bu sorulara yanıtınız “hayır” ise üzgünüm. Çünkü
Sürücü Koltuğu
Sürücü Koltuğu
bu sorulara “evet” diyenlerle yola çıkan bir kitap. Kitabın başından sonuna kadar “tekinsiz ve bilmediğiniz” bir yolculuk yapıyorsunuz. Belki siz bu yolculukta başınıza neler geleceğinin farkında değilsiniz; ancak yol arkadaşınız Lise her şeyin farkında. Sizi de peşinden sürüklediği bu yolculukta başına gelenler aslında planlı bir arayışın hikâyesi. Sizi de bu arayışın tam ortasına bırakıyor; ancak yardım etmiyor, onunla bağ kurmanıza izin vermiyor. Bunun tabii ki çok önemli nedenleri var. Neler mi? Lise, tuhaf bir kadın. Gülüşü abartılı, söyledikleri çoğu zaman anlamsız… Davranışları “normal” değil. İnsanların ondan uzaklaşmasına neden oluyor. O da renkli elbiseler giyerek dikkat çekmeye çalışıyor. Ama bu onu daha da tuhaf biri hâline getiriyor. Sistemin içinde var olmak için on sekiz yaşından beri, hasta olmadığı sürece sürekli çalışıyor; ama küçük bir stüdyo dairede yaşıyor. Çünkü iş hayatında da sistemin çarklarının altında ezilen biri. Bu durumu “altında iki erkek, beş kadın; üstünde ise beş erkek, iki kadın çalışıyor,” diye yazılan satır aralarından anlıyoruz. Üstelik yaşadığı tüm hoşnutsuzluklara rağmen ağzını açıp tek kelime etmiyor. Hangimiz bunu yaşamıyoruz ki? Sadece onun farkı, artık sistemin direksiyonunu kırmak istemesi. Bunun için de bir yolculuğa çıkıyor ve müstakbel sevgilisini aramaya başlıyor. Romantik bir aşk hikâyesi okuyacağınızı sanıyorsanız çok fena ters köşe olacağınızı söylemek isterim. Çünkü bir erkek arkadaş bulmak istemesinin tek nedeni, onu bulduğunda kaderine kendisi karar vermek. Belki sonunda sizi ters köşeye yatırdığı için ona kızacaksınız ve kararını onaylamayacaksınız. Ancak şunu unutmayın; bu yola en başta karar veriyor ve bu motivasyonla adım adım kendi kaderini yazmaya başlıyor. Çünkü o, her şeyin tüketildiği bir toplumda var olmaya çalışsa da bu var olma güdüsünün ruhunu ve bedenini yerle bir ettiği, tatsız ve acımasız bir hayat yaşamak istemiyor artık. Lise, radikal bir karar alıyor ve kaderini kendi sürdüğü arabanın bagajına yerleştiriyor. Hem de bunu yolun onu uçuruma sürüklediğini bile bile yapıyor. Kitabı okurken gerileceksiniz, olayları anlamaya çalışacaksınız; olayları anladıktan sonra sonunu bilmediğiniz bir yolda olduğunuzu fark edip “ne oluyor ya?” diyeceksiniz. Bunu da “normal” kabul edilmeyen bir kadının hayatının içine girerek yapacaksınız. Ama aynı zamanda onun hayatının dışında kaldığınız için huzursuz hissedeceksiniz. Üstelik kitaptaki diğer karakterler de sizi rahatsız edecek ve tedirgin olacaksınız. Peki, o zaman neden bu kitabı okumalısınız? Evet, karakterlerle bağ kurmakta zorlanacaksınız. Ama tam da yaşadığınız toplumda böyle karakterlerin olduğunu, her gün haberlerde izlediğiniz -hatta çoğunu bilmediğiniz- tuhaf ve acımasız insanlardan dolayı diken üstünde yaşadığınızı, adaletin sadece bir isim olarak kaldığını, zaten tekinsiz bir dünyada nefes almaya mecbur bırakıldığınızı fark edeceksiniz. Ama sadece bu kadar değil… Hepimiz yaşadığımız bu dünyada bir şeyler arıyoruz. Belki negatif belki pozitif; ama arıyoruz. Kaderimize kendimiz karar vermek istiyoruz; fakat otorite karşısında eziliyoruz. Şunu da unutmamak lazım: Herkes kendi hayatının yegâne yolcusu ve şoförü. Önemli olan gideceğiniz rotayı belirlemek ve güzergâhın sizi nereye götürmesini istediğinize karar vermek. Ve
Muriel Spark
Muriel Spark
zamanının ötesinde bir yazar olarak, Lise üzerinden sizi rahatsız ederek bunu anlatmaya çalışıyor.
Muriel Spark
Muriel Spark
manik depresif kocasından kaçan, sekreterlikten editörlüğe, hatta savaşın olduğu yerlerde haber servislerinde çalışan, mezhebini değiştiren, bir anda karar alıp başka bir ülkeye taşınan bir kadın. Aynı zamanda edebiyat alanındaki hizmetlerinden dolayı Dame ünvanı kazanmış önemli bir yazar. (Dame, erkekler için kullanılan “sir” ünvana karşılık gelen ve kadınlar için kullanılan bir hitap biçimidir) İşte tüm bunlardan sonra satır aralarında onun bir yazar olarak taşıdığı gerginliği ve endişeyi de anlayabilirsiniz. Bu kitap "ölmeden önce okunması gereken kitaplar listesi"nde bulunuyor. Ama bu kitabı okuyacaksanız; satır aralarını takip etmeniz, tekinsiz bir ortamda bulunduğunuzu unutmamanız, her an başınıza bir şey gelebileceğini aklınızdan çıkarmamanız ve bindiğiniz arabanın sürücü koltuğunda oturmadığınızı daima hatırlamanız şartıyla… Bakalım siz okuyunca ne hissedeceksiniz?
Sürücü Koltuğu
Sürücü KoltuğuMuriel Spark · Siren Yayınları · 20181,044 okunma
·
2 artı 1'leme
·
8,6bin görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.