Michel de Montaigne 1533 yılında doğan ve varlıklı bir ailede dünyaya gelip deneme türünün öncüsü olan Fransız bir yazar ve düşünür. Bu cümlede ifade ettiğime birçok okur zaten aşinadır. O yüzden kitabın bana bıraktığı etki üzerine yazmam daha yerinde olacaktır.
Okumaktan en haz aldığım tür, kurgunun en son ortaya çıkan türlerinden birisi olmasına rağmen toplumsal düzlemde en çok karşılık bulan roman türü olmuştur ama bu defa bir kurgu dışı bir eser okumak benim için sadece okuma hazzına sebep olmadı aynı zamanda da yaşamımızda çok belirgin olan ama bir o kadar da farkında olmadığımız birçok noktanın daha bariz bir biçimde gün ışığına çıkmasına vesile oldu. Her ne kadar Montaigne bu yazdıklarını etrafındaki insanlar için yazdığını eserde ifade etse de eserin bunun ötesinde olduğu çok açıktır. Ayrıca, bir türün öncüsü olan eserler - genellikle - ilk eser olmalarından ötürü bir yavanlığı içerseler de bu eser için bir edebiyat bölümü mezunu ve Batı Edebiyatı üzerinde birçok eser okuması ve tahlili yapmış birisi olarak diyebilirim ki o yavanlık yoktu ve türünün ilk örneklerinden birisi olmasına rağmen eser ufkun ötesine geçiyor; tanınan bir olguyu bilinen bir şeye dönüştürüyor.
Yaşamdaki birçok mesele üzerine fikirlerini beyan eden Montaigne, bunu yaparken düşüncelerini katmerlemek için Romalı sanatçılara eserde birçok yerde başvuruyor. Bunlardan bazıları olarak Terentius, Horatius, Seneca ve Ovidius ele alınabilir ve her birinin hem Roma edebiyatında hem de Roma siyasetindeki önemini ilgililer gözden kaçırmayacaktır. Yazarın bu eğilimi elbette Latince konusundaki erken yaştaki eğitiminden ileri geliyor. Biyografisine bakan benim gibi meraklı okurlar görecektir ki Montaigne, Fransızca'dan evvel Latince'de mahir olmuştur ve bu sürecin etkisi yaşam boyu sürmüştür yazar için.
Yaklaşık yirmi senede tamamladığı bu eseri dışında bir eser vermemiştir Montaigne ama bu eseriyle Rönesans Avrupası'nda hür düşünce ve tutarlı insan konusundaki düşünceleriyle belki de en kayda değer sanatçılarından birisi olmuştur. Ne mutlu o insana ki bir eserini yaşamı haline getirsin ve o eseriyle de ebediyen bilinsin. Herkese iyi okumalar dilerim.