"Mutluluğun iyi edemediğini iyileştirecek ilaç yoktur."
Marquez çalıştığı gazeteden görevli olarak gittiği Manastır'ın mezarlığının boşaltılmasını izlerken 22 metre 11 santim uzunluğunda saçı olan bir kız çocuğunun kafatasının çıkarılmasına şahit olur. Büyükannesinin de anlattığı bir hikayeyle bu olayı bağdaştıran Marquez Aşk ve Öbür Cinler kitabını yazmaya karar vermiş.
Casalduero Markisi Ygnacio'nun kızı Sierra Maria'yı bir köpeğin ısırması ile başlıyor kitap. Bu köpeğin daha sonra kuduz bir köpek olduğu öğreniliyor ve o dönemde kuduzun sonu sancılı bir ölüm ile sonuçlanıyor. Fakat olağanüstü bir durum olarak Sierra Maria'ya doktorlar, falcılar, büyücüler ve daha kimler gelip çeşitli uygulamalar uyguladıktan sonra Maria yaşamaya devam ediyor fakat bu defa onun içine cin kaçtığını düşünüyorlar. Maria annesi ve babası tarafından istenmeyen bir çocuktur ve köle Afrikalıların yanında büyümüştür, onların dilini öğrenmiş, adetlerini benimsemiş bu yüzden de durumu garipseyenler ona cin çarptığını iddia ederek Manastıra kapatılmasını sağlıyor.
Manastırda şeytan çıkarma ayini için yanına gelen Cayetano Delaura 12 yaşındaki Sierra Maria'ya önce şefkat ile yaklaşıyor fakat daha sonra aşık oluyor. Ve benim tepem burada atmaya başlıyor.
Marquez yarı fantastik yarı mistik olayları, halk arasında efsaneleşen hikayeleri güzel bir şekilde kurgulayabiliyor fakat ne hikmetse 33 yaşındaki bir din adamını 12 yaşındaki kız çocuğuna aşık etmeye girişiyor. Daha önce de Kolera Günlerinde Aşk kitabında berbat şeyler yazmıştı. Yine çok küçük yaşta bir kıza duyulan aşk ve cinsel istekten bahsetmişti, orada da iğrenmiştim. Hikaye güzel devam ederken neden bu şekilde bir ahlaksızlığı katar hikayeye, bilinçaltında neler var Marquez'in. Bana göre tehlikeli bir bilinçaltı bu. O yüzden kitabı pek de öneremiyorum. Hikayenin başında şu cümleyi kullansaydım nasıl anlaşılırdı bir düşünün: "33 yaşında bir din adamının 12 yaşında kız çocuğuna olan aşkını anlatan bir kitap." Bir de olaya böyle bakarsak ne kadar iğrenç olduğunu anlarız.
