Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Naten Konser Salonu’nun girişinde yaşlı insanlardan oluşan birkaç grup toplanmış sohbet ediyordu. Ayda bir kez onlar için dans geceleri düzenleniyordu, yaşları altmış ile seksen arasında değişen erkekler ve kadınlar en iyi giysileri içinde ve sürüler halinde akın ediyorlardı, ve onların heyecanlı ve mutlu bir şekilde sıraya girişini izlemek ruhumu derinden yaralıyordu. Özellikle içlerinden bir tanesi beni çok etkilemişti. Açık sarı bir takım elbisesi, beyaz spor ayakkabıları ve başında hasır şapkasıyla, bir eylül gecesinde titrek adımlarıyla David Bagares Sokağındaki kavşakta belirdi önce, ama onu diğerlerinden ayıran şey giysileri değildi, daha ziyade yaydığı ışıktı, çünkü diğerlerini bir grubun parçası olarak algılıyorken -eşleriyle iyi vakit geçirmeye çıkmış yaşlı erkekler, birbirlerinin öyle tıpatıp aynısıydılar ki bakışlarımı başka tarafa çevirdiğim anda zihnimden kayboluyorlardı- o yalnızdı, dışarıda başkalarıyla sohbet ederken bile. Ama en dikkat çeken özelliği ondan yayılan irade gücüydü, bu topluluğun içinde benzersizdi. Kalabalık fuayeye hızlı adımlarla yürüdüğü sırada bir şeyin peşinde olduğunu, ama onu orada bulamayacağını, ve muhtemelen hiçbir yerde bulamayacağını anladım. Zaman avuçlarından kayıp gitmişti, ve beraberinde dünya da.
·
20 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.