Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

İslâm düşüncesininin sahip olduğu Allah'ın vahdâniyeti inancının başlıca icaplarından biri, insan hayatına hükmetme yönünden uluhiyete ilişkin özelliklerin tümünü yalnızca Allah'a tahsis etmektir. Gerek inanç ve düşünce bazında, gerekse de duygu ve ibadet boyutunda ilah olarak yalnızca O'nu tanıdığımız gibi bu hususta da sadece O'na teslim olma durumundayız. Muslüman, Allah'tan başka bir mutlak hakim ve temel hüküm koyucu olmadığına; O'nun dışında insanın hayatını, alem, hemcinsleri ve diğer yaratıklar ile olan ilişkilerini düzenleyecek kimse bulunmadığına inanır. Tıpkı Allah'tan başka bir ilah, O'nun dışında ibadete layık bir kimse, bir yaratıcı ve rızık verici bulunmadığını ve O'nun haricinde hiçbir varlığın fayda ve zarar veremeyeceğini, alemin butunü ile ilgili konularda Allah'tan başka bir mutlak hakim olmadığını kabul ettiği ve bundan ötürü kulluk görevini yerine getirerek, ancak ve ancak Allah'a yönelip sadece O'na yalvardığı ve yalnızca O'ndan korkup sakındığı gibi... İşte bunun içindir ki müsluman tüm huküm ve teşekküllerini, ilişkilerini, hayat nizamını, ölçu ve değer yargılarını ve rızkını hangi yollardan kazanması gerektiğini Allah Teâlâ'dan alır ve tüm bu hususlarda O'na yönelir. İbadet ve kulluk göstergesi olarak havf ve reca (korku ve umit), istek, iştiyak ve takva içerisinde Allah'a yönelmek ile, hukum ve nizamı O'ndan almak, rızkını hangi yollardan kazanacağını ve yaşam düzenini O'nun ahkamı doğrultusunda düzenlemek, sosyal ilişkilerini, ölçü ve değer yargılarını O'na göre ayarlamak... evet bunların her ikisi de tevhid inancının icaplarındandır ve aralarında hiçbir fark yoktur. Ayırım olmaksızın her iki husus da birlikte tevhid inancının müslümanın hayatında ve iç aleminde kapsadığı alanı oluşturur.
Sayfa 323 - BekaKitabı okudu
·
17 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.