Engin Geçtan'ın Hayat ve İnsan Olmak kitaplarına duyduğum hayranlıktan ve saygıdan sonra açıkça belirtmeliyim ki bu kitabı anlamakta güçlük çektim. Gerçekle düşün iç içe geçtiği yerlerde nerede ilüzyonun başlayıp gerçekliğin bittiğini algılamakta zorlandım. Gerçi bilerek yaratılan bir karmaşa da olabilir bu, neticesinde 'Hayat' da öyle değil mi biraz? Gerçek nerede başlayıp bitiyor, bunu sırlayabiliyor muyuz net bir şekilde?
Ve zamanın kalıplarına sıkışıp kalan zihnim belki anlamaya direndi bu kitabı, bir zamansızlıkta kayboldum.. Kendimi bulduğum yerler de olmadı değil, bir günlük yerimiz var şu hayatta sanki her an aynıymış gibi yaşıyoruz. Oysa 'belki değişen bir şey yok ama her şey farklı'.