Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

264 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
13 saatte okudu
Serotonin hormonunun faydaları...
𝐺𝐼𝑅𝐼𝑆 POLLYANNA TÜRKİYEDE DOĞSAYDI ÇOKTAN KENDİNİ ASMIŞTI ... Çocuk edebiyatının eşsiz incisi ve benim karanlık eserlerime ışık olan
Pollyanna
Pollyanna
'yı inceleme altına alıyorum. Çoğu kişi, "bu kitabı yeni mi okuyor? Koca adamın çocuk kitabı ile ne işi olur?" Dediğini duyar gibiyim. Hayır efenim bu bir çocuk kitabı değil. Benim nezdimde değil. İçinden bir çok mesajlar çıkaracağımız bir eser. Uzun uzun incelemeye geçmeden önce uyarayım. YÜKSEK DERECEDE SPOİLER OLACAK. O yüzden arkanıza yaslanın ve rahatlığın tadını çıkarın. Öncelikle derin incelememi okumayan kesim için biraz tanıtım yapalım. Babasının ölümünün ardından hayatta kalan tek akrabası olan teyzesinin yanına giderek, yeni bir yaşama başlamak zorunda kalan meraklı ve masum bir çocuk. Başına gelen tüm kötü şeylere rağmen, yaşam neşesiyle dolu küçük bir kız ile hayata her zaman karamsar ve ciddi yanından bakarak mutluluktan uzak ailelere umut oluyor. Hayat her şeye rağmen güzeldir ve yaşamaktan mutlu olmamız gerekir düşüncesinin vücut bulmuş hali... 𝑌𝐴𝑍𝐴𝑅 𝐻𝐴𝐾𝐾𝐼𝑁𝐷𝐴
Eleanor H. Porter
Eleanor H. Porter
, tek bir kitap ile tüm dünyada yankı uyandırdı... Boston'daki New England Konservatuarı'nda şarkıcılık eğitimi almasının ardından kilise korolarına katılıp konserler vererek yerel üne kavuştu. 1892'de işadamı John Lyman Porter ile evlendikten sonra şarkıcılık kariyerine devam etti. 1901 yılında müzik kariyerinden vazgeçip yazmaya başladı. Kısa hikâyeleri sayısız popüler magazin ve gazetelerde yer aldı ve ardından Cross Currents (1907) adlı ilk romanı yayınlandı. 1913'de Pollyanna yazarına uluslararası bir ün kazandıracaktı. Dünyanın her yanında sayısız basımı olan Pollyanna milyonlarca okura ulaşmıştır. Ardından küçük kızın hikâyesini devam ettirdiği Pollyanna Grows Up (1915) yayımladı. Pollyanna karakterinin hem sinemada hem de tiyatroda eriştiği büyük ün yazarını ölümsüzlüğe kavuşturmuştur. 𝐼𝑁𝐶𝐸𝐿𝐸𝑀𝐸𝑀 Benim gibi insanlardan nefret eden, insanların düşüncelerinde her zaman fesat şeyler arayan bir adam için cidden güzel bir ütopya idi... Yukarıda da belirttiğim gibi, bu bir çocuk romanı değil. Aksine insanların ne denli leş gibi olduğunu, insanların karanlık yanının ne denli kusulacak yanı olduğunu bizlere gösteriyor. Hahahaha kitapta cidden bundan mı bahsediyor. Hayır lakin insanın ne denli aç gözlü olduğunu buradan anlayabiliyorsunuz. Misal ailesini kaybeden Pollyanna'ın teyzesinin yanına gelmeden önce. Teyzesi Polly onun için şöyle düşünüyordu. "Aslında evlenip de zaten kalabalık dünyaya gereksiz çocuklar getirecek kadar aptal olan bir ablam var..." ¹ Buradan kendisinin çocuk sevmediğini beya çocuklara bakışlarını iyiyce anlayabiliyorsunuz. Lakin çalışanı Nancy; "Şu anda, şu anda asıl gereksiz olan çocuklar değil bence!"² Buradan da Nancy bizim gözümüzde ılımlı biri haline geliyor. Konuyu çok fazla dağıtmadan şunu söyleyebilirim. Aslında Polly kendi kabuğuna çekilmese idi belki göreşleri tamamen farklı olabilirdi. Polly Pollyanna'ya bakmanın bir vazife olduğunu düşünüyordu. Aslında ona bakmak istemediği, yalnızca onun kız kardeşinden kalma bir "eşya" niyeti ile görüyordu. Daha sonra hayatı tamamen değişecekti. Çünkü Pollyanna gelmişti. Pollyanna küçükken babası ile bulduğu bir oyun ile "her şeride bir hayır vardır," mantığı ile hareket etmektedir. Hatta o kadar pozitif ki, Nancy bile şunu diyor.; "Herhangi bir şeye sevinmekte sorun görmüyor gibisin." ³ Tabi Pollyanna her şeyi güzelce yorumluyor. Hayatına giren herkese yardımcı oluyor. Sürekli kadınlar derneği ve babasından bahsedince Polly ona yasaklıyor artık. Garibim öksüz ve yetim kızcağız, yine de bu durumdan farklı güzel şeyler olacağını düşünüyor. Aslında kendisi sürekli bardağın dolu tarafını görmenin çok his olacağını söylüyor. "Genelde her şeyde sevinecek bir taraf bulmak mümkün, yeterince ararsan." ⁴ Aslında en ufak bir umut kırıntısının bile bizleri daha iyi yapacağını, daha iyi düşünenin her zaman güzel olduğunu öğütlüyor. Ah garibim Pollyanna, ne türlü zorluklar çektin sen. Bazen diyorum keşke senin kadar hayata pozitif bakabilseydim. Allah korkusu olmasa çoktan atmıştım bir köprüden kendimi. Bu çağ öyle bir sahte ki. Sen olsaydın sen de öyle düşünürdün. Ama biliyor musun senin gibi biri olsaydı hayatımda her şey çok güzel olabilirdi. Aslında belki olmak isteyenler olmuştur. Lakin senin kadar inatçı değillerdi kom bilir ... Beni azıcık üzen ise annesinin babasına kaçmadan önce onu seven yaşlı adamın sözleri idi; "...seni görmüyor oluşum, unutmayı çok istediğim şeyleri iyice hatırlamama yol açıyordu." ⁵ Düşünsenize sevdiğiniz kadının çocuğuna bakıp onu onda görmek. Ne trajik... Her neyse bizim Pollyanna herkese sevgi enjekte ettikten sonra bir trafik kazası geçiriyor. Tabi yurt dışından doktor bile geliyor. Lakin acı haber ile... Artık Pollyanna yürüyemeyecektir... "Ömür boyu yatalak olan insanlara sevinmelerini söylemek kolaymış, ama insanın kendi başına gelince daha zor oluyormuş," ⁶ O zaman artık bazı şeyleri kavrıyor. Davulun sesi uzaktan hoş gelirmiş. Kendisi hep böyle iyi yandan bakardı ama çaresiz hissetmek onda derin sarsıntı yarattı. Polly ona o kadar çok alışmıştır ki, onu sürekli neşelendirmeye çalışmaktadır. Nancy bu durumu görünce çok şaşırır. Kendisi de derin üzüntü içerisinde olmasına rağmen... Daha sonrası Pollyanna'nın durumu tüm kasabaya yayılır. Ve herkes ona yardım etmek için çabalar. Anlarlar ki onların hayatına iyi şekilde dokunan bu kızı ancak onların mutluluğu onu sevindirebilirdi. Her gün birileri gelerek, hayatlarının iyi olduğunu söyleyerek onu sevindirdi. Bana göre sonu çok çabuk bitti, yani apar topar bitirilmiş sonda çoğu yerde kopukluk hissettim. Uzun zaman oldu tabi o zamanlar daha inceydi. Orijinal eseri de okumak lazım. Sonunda iyileşip mutlu bir hayata başlamalarını beklerdim. ¹ syf ~ 9 ² syf ~ 13 ³ syf ~ 42 ⁴ syf ~ 62 ⁵ syf ~154 ⁶ syf ~ 258
Pollyanna
PollyannaEleanor H. Porter · Kabalcı Yayınevi · 20099,2bin okunma
·
1 artı 1'leme
·
134 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.