Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Dayım bir efsanedir benim için, bizim için, hatta onu tanıyan herkes için, Kenan Dayım..." O an merakla cevap yazdım "Çok merak ettim! Anlatsana!" "Dayım benim küçüklüğümde ben daha beş altı yaşlarımdayken genç yaşta müteahhit olmuştu, ama nasıl bir müteahhit olmak... Genç yaşında şansı öyle bir yaver gitmişti ki Türkiye'nin en zengin müteahhitleri arasına girecekti neredeyse. Sürekli arsalar alıyor evler siteler şirketler yapıyor satıyordu. Sonra bir gün âşık oldu dayım. Suzan Yengeme... Aldı, elinden tuttu anneanneme getirdi, dedi ki 'Anne ben âşık oldum.' Kabul ettiler, herkes çok sevdi Suzan Yengemi. Büyük bir aşkla yıldırım nikâhıyla evlendiler. Dünyayı gezmeye başladılar. Aradan bir yıl geçti, rüya gibi bir yılın sonunda öğrendiler ki Suzan Yengem göğüs kanseriymiş. Çok garip, çok net hatırlıyorum, dayım çok üzülmedi biliyor musun İzmir? Aşkından ölüyordu ama üzülmedi. Çünkü parasına öyle çok güveniyordu ki 'Ben iyileştiririm Suzan'ı dedi.' Aldı Almanya'ya götürdü, aldı oradan Fransa'ya götürdü, oradan aldı Amerika'ya götürdü. Gezdi durdular bir yıl boyunca hastane hastane, ülke ülke. Sonra bir gün dayımın en yakın arkadaşı babamı aradı, 'Abi Suzan öldü' dedi. Şok olduk. Kahroldu bütün aile. Dayımın arkadaşı cenazeyi de dayımı da aldı Türkiye'ye getirdi. Dayım bir süre bizim evde yaşadı o dönem. Odasından çıkmadan, konuşmadan, kimseyi görmeden bizimle yaşadı aylarca. Herkes dayım için çok endişeleniyordu. Sonra bir gün çıktı odasından, bizim sokağın iki tane boş arsası vardı onlardan birini satın alacağını söyledi. Heyecanlandık, mutlu olduk, kendine geliyor sandık. En iyi çalışanlarını o arsaya aldı, oraya muhteşem on beş katlı bir bina yaptırdı. Kartonpiyerlerinden boyasına kadar, eşyalarından asansörlerine kadar, tüllerinden perdelerine kadar taktırdı. Düzeliyor sanıyorduk. Aylar geçti, bina tamamen bitti. Çalışanlar son halini göstermek için dayımı çağırdı. Dayım binaya baktı, 'Olmuş.' dedi. Sonra o binanın karşısındaki restoranın dışarıdaki masalarından birine oturdu, birden yıkım ekiplerini çağırdı. Bütün mahalleli merak ediyor, ne olacak ne bitecek. Dayım yaktı sigarasını. Yıkım ekipleri geldi, 'Yıkın şimdi bu binayı.' dedi. Herkes, hepimiz şok olduk. O binayı dayımın gözleri önünde yıktılar. O zamanlar anlamamıştım, sonraları anladım. Dayım Suzan Yengemi iyileştirmek için aylarca bir binayı yapar gibi uğraşmıştı. Sonra Suzan Yengem gitti, sanki o bina yıkılmış gibi hissetti içinde. İşte bu binayı yıktırışı acısını gösterme şekliydi dayımın. Ağlamadı dayım, bağırmadı, çağırmadı. Bina yaptırdı, gözlerinin önünde yıktırdı. O binayı en başından beri yıktırmak için yapıyordu. Dayım o günden beri ailemizin de o mahallede yaşayan komşularımızın da efsanesi..."
Sayfa 276Kitabı okudu
13 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.