Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

HELALLİK İSTEYENİN TÜRKÜSÜ;
"Ruhum arşıâlâya yükselip dünyayı bir yutkunma gibi arkam- da bıraktığımda, anımsamanın o soğuk teneşir taşına yatırıldı- ğımda, çenem bağlanıp sonsuza kadar suskunluğa emanet edil- diğimde, önümde el pençe divan durulup helallik istendiğinde, kazma kürek sesleri hızla o kara toprağa değdiğinde, taşlarım oradan oraya yuvarlandığında, eski bir akşamın gölgesi son kez üzerime düştüğünde... Beni hatırlayıp iç çekenler, adım geçince yere tükürenler, hakkım kalanlar, alacaklılarım, kırıp incittiklerim, susup dinlediklerim, adı dilimin ucuna gelenler, aklımdan hiç çıkmayanlar, içimden konuştuklarım, ihanet ettiklerim, sadık kaldıklarım, bende ağız tadı bırakmayanlar, ruhumdaki yırtığa iğne iplikle koşanlar başıma toplandığında... Bir zamanlar sırtımı dayadığım kavaklar, meşeler, ahlatlar; aksimi gördüğüm göller, benden akıp giden nehirler, dön dolaş yine bana kavuşan dereler; dağ yolları, patikalar, toprak ve asfalt yollar; elimi alnıma siper edip baktığım kuru güneş, uyku tutmadığında sımsıkı sarıldığım bazen bedir bazen kamer ay, içimdeki o zifiri karanlık son kez üzerime çöktüğünde... Bende hakkı olan yağmur damlası, döne döne üzerime yağan kar tanesi, tenimi yalayan rüzgâr, yolumda doğup batan gü- neş, yokluğumda hep beni soracak olan gölgem; buğday başak- ları, mısır püskülleri, her bahar çiçeklenen nar ağacım, hiç ye- miş vermeyen dut ağacım, incirin sütü, narın hevesi, boynunu büküp son kez bana baktığında... Ağzımda sağa sola dönen, kimi söylenir söylenmez sönen ki- mi yıllar yılı gönül gezen, kimini ziyadesiyle fazla kimini yok- sul aşı gibi azar azar söylediğim, kimini eksik kimini döne do- laşa tellendirdiğim; kimini yutup kimini dilime sürdüğüm, gizli dertlerim saklayan, beni rezil rüsva etmeyen; sır tutan, kin tu- tan, kan tutan tüm kelimeler günün birinde kapkara bir bulut gibi toprağımın başında dikildiğinde... Kâni Karaca gelsin, Çekiç Ali gelsin, Tenekeci Mahmut ve Ruhsatî gelsin; Fexiyê Teyran, Evdalê Zeynikê, Egidê Cimo ve Şakiro gelsin; Muharrem Ertaş, Hacı Taşan, Hafız Kemâl, Neşet, Mahsuni ve Sümmânî gelsin; Pir Sultan, Karacʼoğlan, Kul Nesimî ve Yunus gelsin; yörükler, göçerler, koçerler gelsin; gevendeler, abdallar, mırtıplar, domlar, dengbêjler gelsin; hafızlar, gazelhanlar, mevlithanlar gelsin, başımda durup bana veda, bana sena, bana helal etsinler!"
·
163 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.