Yatağının başucunu, güneye, benim bulunduğum ve seni düşündüğüm yere çevir. Gündüzleri bunaltıcı bir sıcak var burada, müthiş bir şey. Öğleden sonra ise korkunç bir rüzgâr... Kum ve toprak yağdırıyor üzerimize sanki. Her gün dağ, nehir, çiftlik, dolaşıp duruyorum, sıkıntıdan ölmemek için. Ölmek pek de tuhaf bir şey değil aslında ama olası değil.