Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Son olarak, savaştan sonra Almanya'nın en ünlü Katolik entelektüellerinden biri olan Max Müller hadisesi vardır.18 1928'den 1933'e kadar Müller, Heidegger'in en kıymetli öğrencilerinin iç halkasının bir üyesiydi. Ama etkin bir Nazi karşıtıydı da ve Heidegger 1 Mayıs 1933'te NSDAP'a girdiğinde, Müller Heidegger'in derslerine girmeye son vermişti. Yedi ay sonra Heidegger, Führer-rektör olarak, Müller'i "siyasal olarak uygun olmadığı" gerekçesiyle öğrenci liderliği mevkiinden attı. 1938'de Müller, Heidegger'in, üniversite yönetimine, kendisinin iyi bir bilim adamı olsa da rejimin "aleyhine niyetler taşıdığı"m bildirerek Freiburg'te öğretim üyeliği almasını engellediğini keşfetti. Mesleğinin tehlikeye girdiğini görerek Heidegger'in odasına gitti ve mektuptan bir cümleyi çıkarmasını istedi. Müller'in hatırladığı kadarıyla Heidegger, sakince, kendisine Müller'in siyaseti hakkında sorulduğunu belirtti ve "yalnızca hakikati yansıtan cevabı verdim" dedi. Ardından da "Katolik olarak bilmelisin ki herkes hakikati söylemek zorundadır" diye ekledi. Müller, "Bu meseleleri kötüye yorma meselesi değil. Mesele, benim varoluşum" cevabını verdi. 1938 Kasım'ında Berlin'deki Eğitim Bakanlığı, Müller'e "dünya görüşü ve siyasi nedenler açısından" öğretim üyeliğinin reddedildiğini bildirdi.
Sayfa 18
·
12 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.