Şöyle ki; çok çeşitli olağan ya da hastalıklı ruhsal oluşumların dışavurumlarında, bireysel ya da ortaklaşa ruhsal oluşumda balık simgesi, daha doğrusu suda duran ya da yüzen balığın temsil edilmesi, cinsel birleşmeyi dile getirdiği kadar ana vücudunun iç kısmını da temsil eder. Böylesine özellikle ilgi çekici bir gözlem sırasında fantastik şeyler aklıma geldi: Acaba bu simgede penisin dölyolundaki durumuyla, dölyatağındaki çocuk ve sudaki balık arasında salt dış benzerliklerinden başka, suda yaşayan omurgalı atalarımızla ilgili olarak, bilinçdışı soyoluşsal bir çeşit bilgi dile gelmiyor mu? Çünkü üniversitede öğrendiğimize göre; insan soyu gerçekte balıkla başlıyor ve tüm omurgalıların atası, ister istemez insanın da atası olarak şu ünlü “amphioxus lanceolatus*” onurlandırılıyor.