Solon'un ardından Atina üç dört ayrı partiye bölünmüştü. llk grup, eupatrk desler, (iyi doğmuşlar, soylular) verimli ova topraklarını ellerinde tutuyorlardı (bu yüzden onlara pedionlular da deniyordu). İkinci grup (paralialılar), deniz bölgesinin tüccar ve zanaatkarlannı temsil ediyordu. Üçüncü grup ise dağlılar (diakrialılar), yoksul theteslerdi. Bu grubun başında da soylu olmasına rağmen, soyuyla bağlarını koparmış Peisistratos vardı. Çatışmadan bu grup zaferle ayrıkacak, M.Ö 560 yılında Peisistratos iktidarı ele geçirecek, ancak kesin hakimiyetini 542'de tesis etmeyi başaracak ve demokrat güçler adına tiran olarak Atina'yı M.Ö 527'deki ölümüne kadar yönetecektir. Bu dönemde soyluların önemli bir bölümü tasfiye edilecek, geniş topraklarına el konulacaktır. Bu dönem adeta Atina'nın altın çağıdır. Hem askeri ve kültürel, hem ekonomik olarak. Ancak Peisistratos'un ardından oğullan aynı başarıyı gösteremeyince, Sparta'nın da des teğiyle Atina'da aristokrasi, oligarşiyi yeniden inşa etmeyi başaracaktır. Yunan dünyası az sayıda kişinin bir araya gelerek yönetimi ele geçirmesine alışkındır ve bu nedenle de bu tür rejimlere, "soy olarak en iyilerin ya da kısaca soyluların yönetimi" anlamında aristokrasi adını vermekten çok, az sayıda kişinin (oligoi) yönetimi elde tutmasından ötürü "azınlığın ya da az sayıda kişinin yönetimi" anlamında oligarkhia, oligarşi demeyi tercih etmiştir.