Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Şayet Allah insanı kusursuz yaratsaydı, her işini kendisine bırakıp varlığının devamlığını kendi iradesine bağlı kılsaydı, başlangıcını ve sonunu unutup azgınlık ve serkeşlik yapması anlaşılabilirdi; ancak Allah onun varlığını devam ettirirken tehlikeli hastalıklar, büyük sakatlıklar, türlü belalarla ve acı balgam, yel ve kandan oluşan çeşitli âfetlerle de uğraştırdı. Onların bazısı, onun kısımlarının bir kısmını istese de istemese de yıkar. Böylece insanoğlu, bunların hiçbirini istemediği hâlde acıkmakta, susamakta, hastalanmakta ve nihayet ölmektedir. İnsanoğlunun faydalısıyla zararlısıyla, iyisiyle kötüsüyle birçok durumla ilgili seçip yapması kendi elinde değildir. O, bilmek istediğini bilemez, aklında tutmak istediğini unutur, unutmak istediğini aklından çıkarıp atamaz. Kendisi için önemli olan bir işe zihnini yoğunlaştırmak ister; ancak vesveseler ve kuruntularla dolu vadilerde sıkıntıyla dolaşır durur. Kalbi kalbini ve kendisi kendisini yönetemez. Bir şeyi ister ama belki ölümü, o istediği şeyden olacaktır. Bir şeyden hoşlanmaz ama belki hayatı, o hoşlanmadığı şeye bağlıdır. İlaçlardan tiksinir, oysa ilaçlar ona fayda verirler. Gece ve gündüzün bir anında kulak ve gözünün dumura uğramasından, azalarının felç olmasından, aklının gitmesinden, ruhunun çıkıp uçmasından emin değildir. Hayatında sevdiği her şeyin kendisinden alınmasından emin değildir. Bu bakımdan insan mecbur ve zelil bir yaratıktır. Eğer kendi hâline bırakılırsa hayatına devam eder. Eğer bedeni saklanırsa yok olur. O, kendisine çare olmadığı gibi başkasının da hiçbir s0rununa çare olamaz. Bütün bunlardan sonra eğer insan cahil değilse kibirlenmek ne haddine! O, eğer kendisini tanısa ondan daha düşük derece bir şey var olmadığının farkına varacaktır. İşte insanoğlunun ortadaki durumu budur, bunun üzerinde düşünülmelidir!
Sayfa 495Kitabı okudu
·
75 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.