Kitabı çok beğendim. Çeviriden mi bilmiyorum dili bence yorucuydu. Bir cümlenin üç satırda bittiği yerler bulunuyor. Ama verdiği mesaj o kadar önemli ki diğer şeylere takmıyorsun. Akıp gidiyor... Yıllarca önce yaşanılan durumları hala günümüzde de görüyor olmak ütopik bir hayalin peşinden mi gidiyoruz düşüncesi uyandırıyor. Yine de günün birinde her şeyin değişmesini umuyorum. Kitap gerçekten derinden bir farkındalık yaratıyor. "Neden kadın yazar sayısı çok az?" sorusu üstünden edebiyatta kadın olarak konuyu ele alsa da aslında genel tüm konularda da benzer bir yapı mevcut. O dönemde kadınların meşguliyetleri ve erkek egemen dünyada kadının rolleri üstünden aslında sayının neden bu kadar az olduğu anlaşılıyor. Kadınları toplumun içinden alıyorlar ev işleri, çocuk doğurma gibi işlerle sorumluluk yüklüyorlar. Sonuçta da kadın yazar, kadın mühendis gibi sayıların erkeğe oranla düşük olduğu görülüyor. Bu noktada farkındalık başlıyor. Toplumda kadını arka planda bırakılırsa kadın çalışma ve diğer alanlarda oranların düşük olması çok normaldir. İşin komiği kadınlar hem dışlanıyor hem de "her zaman en çok konuşulan cinsiyet" oluyor. Kadınlar üzerinden yazılanların hepsi erkek tarafından anlatılıyor. Hak hukuk konularında kadınlar yine arka planda bir sözümüzün değeri yok. Din de bile hala en çok tartışılan konu kadın. Kadın olunca herkesin bir sözü bir görüşü var. Bugün hala aynı konular mevcut. Mal varlığı tartışmaları, çalışırken aynı pozisyon farklı ücretlere sahip kişiler gibi eskiden bu yana aslında bir türlü düzelemeyen bir eşitsizlik hakim. Sadece ülkemiz için değil büyük ülkelerde bile bize göre iyi olsalar da genel olarak bir eşitsizlik mevcut.

Kendine Ait Bir OdaVirginia Woolf · İletişim Kitabevi · 202137,8bin okunma

·

30 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.