Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Spinoza, Ethica'nın üçüncü bölümünde, günlük yaşamımızda bizi hiç yalnız bırakmayan neredeyse tüm duyguları tek tek inceler. Bu incelemeyi yapmadan önce de vurgular: Duyguları, Doğa/Tanrı'daki zorunlu nedensellikle etkileşmenin sıradan sonuçları olarak ele alacak, herhangi bir duygu için sanki bu dünyanın doğal üretimi değilmiş gibi yargılayıcı, peşin hükümlü ya da dışlayıcı olmayacaktır. Bu dürüst çabası pek çok açıdan çığır açıcıdır. Binlerce duygulanışımız, en temelde üç kaynak duygulanıştan türemektedir. Bunlar, sırasıyla, sevinç, keder ve arzudur. Spinoza'ya göre, bize ilk bakışta çok karmaşık gibi görünen onca duygulanışımız, titiz ve nesnel bir irdelemeyle bakıldıkta, bu üç temel kaynağa geri döndürülebilir: Biz hangi etkilerde bulunursak bulunalım ya da hangi etkilere maruz kalırsak kalalım, gerçekte ya sevinçle ya da kederle duygulanmaktayız; yaşamak denen bu oyunda ısrarımız da var-kalma çabamız (conatus) ile eşanlamlı olan arzudan kaynaklanmakta. Bir başka deyişle, içkin bir arzuyla devinip etkileşirken basitçe var-kalmayı sürdürme çabasındayız; bu çaba boyunca, nedeni bizzat kendimiz olan etkiler üreterek sevinci ya da en azından, bizde sevinçli bir duygulanış yaratan karşılaşmalarla güçlenmeyi deneyimliyor, kederli duygulanışlarla zayıflığı ve yenilgiyi deneyimliyoruz. Binlerce duygunun kendine has birer özel adla adlandırılmış olması büyük ölçüde dilsel temsil yeteneğimizin renkli bir armağanı. Bu armağan, öte yandan, birbirimizle ilişkilerimizi karmaşıklaştırıyor, birbirimize karşı dostluk ya da düşmanlık gösterdiğimiz anların nedensel geri planlarını saklıyor; doğal sevecenliklerimiz ve doğal fenalıklarımızı olduklarından daha gizemli planlara dönüştürüyor.
Sayfa 123 - Upuygun Fikirlerle Sevinçlenmek
·
25 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.